Toprakları tarihle dolu, doğal güzellikleriyle de turizm cenneti olmaya aday olan Burdur ilinde yeterli çalışma yapılmaması bu güzelliklerin turizme kazandırılamamasına neden oluyor.
Milattan Önce 5000-3000’li yıllarda Kalkolitik Çağ(Bakır Çağ)’da başlayıp Roma Dönemi’ne kadar uzandığı düşünülen İstasyon Höyük’ün gün yüzüne çıkarılması için şuana dek devletten yeterli ilgi gösterilmedi.
Tarihi sırlarla dolu Burdur’da antik kentler ve höyükler medeniyetlerin Burdur’da ne denli yaşam sürdüğünü, Burdur’un medeniyetler için bir cazibe merkezi olduğunu gösteriyor. Tarihi daha iyi anlamak ve tarihten çıkarılacak bilgilerle geleceğe ışık tutacak bu tarihi alanların gün yüzene bir an evvel çıkarılması gerekiyor.
İSTASYON HÖYÜK’Ü AÇIK MÜZE YAPILABİLİR
Burdur Şehir merkezinde Toprak Mahsulleri Ofisinin hemen altında bulunan 20 metre yüksekliğinde 10 dönüm genişliğinde olan İstasyon Höyüğü, yapılacak bilimsel kazı çalışmalarının ardından ülkemizde bulunan bir çok tarihi ve kültürel turizmlerde olduğu gibi açık müze haline getirilerek hem ulusal hem de uluslararası turistlerin ilgisini Burdur’un merkezine çekilebilir. Kazıları devam eden Sagalassos ve Kibyra gibi antik kentleri bulunan Burdur’da hem kent merkezi turizminin hem de il geneli turizminin canlandırılması adet mihenk taşı vazifesi görecektir.
ŞEHİR EKONOMİSİ CANLANIR
Ülkemizde başlıca Efes, Göreme gibi açık müzeler bulunmakta. Bu açık müzeler yılda milyonlarca turistin ziyaretini görüyor. Burdur merkezde bulunan İstasyon Höyüğü, gün yüzüne çıkarılarak hem şehrin tanıtımına katkıda bulunabilir hem de Burdur’a gelecek yerli ve yabancı turistler ile şehir ekonomisinin canlanmasını, şehir turizminin ve ticaretinin gelişmesine olanak sağlayacaktır.
BURDUR MÜZESİ ile BÜTÜNLEŞMELİ
İstasyon Höyük’ünün gün yüzüne çıkarılmasıyla birlikte, önümüzdeki süreçte Burdur’da yapılacak yeni müze bütünleşmelidir. İstasyon Höyük’ü, yerli ve yabancıların ilgisini Burdur kent merkezine çekebilecek potansiyele sahiptir. Bu noktada yapılması gereken ülkemizdeki başta arkeologlar olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın üniversiteler ile iş birliğinde harekete geçerek bu değerleri hem sahip çıkmalı hem de ülke sosyal kültürel yapısına ve ekonomisine katma değer sağlamalıdır.
İSTASYON HÖYÜK’üne YAKIŞMAYAN GÖRÜNTÜLER
Uzun yıllardır sahip çıkılmaya bekleyen İstasyon Höyük’ünde istenmeyen ama yakışmayan görüntülerle yüz üstü bırakılmış durumda. Üzerinde bir çok katı atığın bırakıldığı alanda, hazır yiyecek atıklarından pet şişelerine, çam şişeden ambalajlı yiyecek paketlerine kadar bir çok atık kirli ve nahoş bir görüntü sergiliyor. Giysi paçavralarının da boy gösterdiği alanın uzun süredir bakılmadığının göstergesi. Bu noktada ise İstasyon Höyük’ün korunamadığı gerçeğini de ortaya koyuyor.