Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Kamil Özcan, sütteki fiyat dengesizliğini eleştirerek “Çiğ süt fiyatı manipüle ediliyor” ifadelerine yer verdi.
Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Kamil Özcan, “Süt piyasa düzeni açısından büyük önem taşıyan referans çiğ süt fiyatını, yılda iki kez Tarım ve Orman Bakanlığı, Süt Sanayi ve Üretici temsilcileri Ulusal Süt Konseyi çatısı altında bir araya gelerek belirlemektedir. Toplantı akışı itibariyle, çiğ sütün maliyetinin değerlendirilmesine müteakip, çiğ süt üretici temsilcileri yeni dönemde olması gereken çiğ süt fiyatı taleplerini belirtmelerinin ardından süt sanayi temsilcileri de yeni dönemde çiğ süte uygulayacakları fiyat tekliflerini arz etmektedirler. Konu, Bakanlık yetkilisi tarafından Bakanlık makamına ve son bir yıldır enflasyon hesapları ile ilgili olarak Merkez Bankası Gıda Komitesine de sunulmaktadır. Karar mercileri, üretici ve sanayi temsilcilerinin tekliflerini dikkate alarak bir fiyat belirlemesi yoluna gitmekte ve belirledikleri referans çiğ süt fiyatını sektör toplantısı sonunda ilan etmektedirler.
Bu kapsamda 2018 yılı ikinci yarısına yönelik olarak Haziran ayında yapılması gereken referans çiğ süt fiyat görüşmeleri 24 Haziran seçimlerinden dolayı 27 Temmuz 2018 tarihinde gerçekleştirilebilmiştir. Anılan toplantıya, süt sektör paydaşları olarak sanayici ve süt üretici kesimlerini temsilen 50’den fazla kişi katılım sağlamıştır.
Toplantıda, Tarım ve Orman Bakanlığı, Hayvancılık Genel Müdürü tarafından yapılan açılış konuşmasının ardından, Ulusal Süt Konseyi Başkan Yardımcısı tarafından sunulan 2018 yılı Haziran ayı itibariyle çiğ süt maliyeti üzerinde görüşmeler yapıldı. Müteakiben Bakanlık Genel Müdürü tarafından çiğ süt üreticilerinin temsilcilerine ve süt sanayi temsilcilerine sırayla söz verilerek 2018 yılı ikinci yarısı için çiğ süt fiyat teklifleri alındı.
Üretici temsilcileri, son dönemde yem, mazot, işçilik başta olmak üzere üretim girdi maliyetlerindeki artışı gerekçe göstererek, çiğ süt fiyatı belirlemede 1,3 oranındaki çiğ süt / kesif yem paritesinin esas alınmasını talep ettiler. Bu paritede esas: üretici üretmiş olduğu 1 litre beher çiğ sütü satarak 1,3 kg fabrika süt yemi alabilmesidir.
Sanayi temsilcilerinin yeni dönem için uygulanacak beher litre çiğ süt için uygulamayı düşündükleri fiyat tekliflerini, 1,60 TL ila 1,65 TL arasında Bakanlık Genel Müdürlüğüne sundular. Bu teklife karşılık üretici temsilcileri maliyetin yüksekliği sebebiyle sanayici temsilcilerinin vermiş oldukları tekliflerin üretimin sürdürülebilmesi açısından yeterli olmadığını beyan etmişlerdir.
Hayvancılık Genel Müdürlüğü, üretici kesimi ve sanayi kesimi temsilcilerinin beher litre çiğ süt için referans fiyat tekliflerini alarak, Bakanlık makamına arz ederek, yapılan değerlendirme sonrası üretici eline geçen çiğ süt fiyatını 1,70 TL olarak açıklamıştır. Bu rakamın üzerine soğutma ve toplama gibi hizmet bedelinin üretici örgütü ve sanayi arasında yapılacak anlaşma miktarı kadar ilave edilmesi karara bağlanarak toplantı sona erdirilmiştir.
Buraya kadar ifade edilenlerden anlaşılacağı gibi, referans çiğ süt fiyatı, Ulusal Süt Konseyi çatısı altında Bakanlığımızın hakemliğinde sektör temsilcilerinin görüşmeleri doğrultusunda belirlenmektedir. Bu itibarla, Ulusal Süt Konseyinin görevi, bölgeler itibariyle çiğ süt üretim maliyetlerini hesaplayarak ilan etmek, sektörle ilgili sorunların çözümü için çaba göstermek ve sektörün temsil edilmesinden ibarettir.
Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği olarak 8 aydır yönetiminde bulunduğumuz Ulusal Süt Konseyi’nde çiğ süt fiyatının belirlenmesi konusunda her yıl yaşanan karmaşanın ve üretici mağduriyetlerinin önlenmesi açısından referans çiğ süt fiyatının süt/yem paritesine dayalı bir sisteme bağlanarak otomatik olarak belirlenmesini talep ediyoruz. Bu sayede, girdi maliyetlerinde meydana gelen artış karşısında üreticinin mağduriyet yaşamasının önlenmesi ve üretimin sürdürülebilir hale getirilebileceğini her zaman ifade ediyoruz. Süt fiyatı için 1,70 TL üreticiyi kurtaran rakam değil, bu fiyata eklenecek 9 Krş soğutma primi ve 12 Krş devlet desteği ile biraz kurtarıyor. Ancak sanayici 1,70 TL’yi manipüle ederek ilave destekleri 1,70 TL’nin içinde göstermeye çalışıyor. Bizim rakamlarla işimiz yok, 1,3 süt/yem paritemiz garanti altına alınırsa o zaman fiyatlar düşse de yükselse de üreticiyi zarara uğratmayacak ve üretimde sürdürülebilirlik sağlanmış olacaktır.
Burada Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulunda olmamıza rağmen kamuoyuna doğru bilgiyi vermekten çekinmiyoruz. Daha öncede ifade ettiğim gibi süt fiyatını Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu toplanarak belirlemiyor. Bakanlığın nezaretinde ve tüm sektör taraflarının hazır bulunduğu bir ortamda referans çiğ süt fiyatı belirleniyor. Burada Konsey sadece toplantıyı organize edip tarafları bir araya getirme görevini üstleniyor.
Daha önceki toplantılar gibi 27 Temmuz 2018 tarihinde sektörün üretici ve sanayici temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen referans çiğ süt fiyat belirleme toplantısını kullanarak siyaset yapılmasını ve toplantıda alınan kararın sonradan manipüle etme çabalarını doğru bulmadığımızı ifade etmek isterim. Bu tür girişimlerin süt sektörü istikrarı açısından onarılamaz sonuçlara yol açabileceği unutulmamalıdır.
Özellikle süt sektörü ile ilgili oluşturulacak tüm politika ve planların üretici kesimini küstürmeden süt üretmeye teşvik etme ve kazandırma prensibi yanında sanayiciyi sürdürülebilir bir üretimde tutmayı ve tüketiciyi de koruma esasına dayanmalıdır. Bu zincirin temeli ve hayati unsurunun üretici olduğu malumunuzdur. Üretmeden işlemek ve tüketmek mümkün değildir. Katar’da baş gösteren ambargo krizi Türkiye’nin gıda desteği ile aşılmıştır. Türkiye’nin böyle bir yardıma muhtaç durumda kalmaması için üretimi ve üreticiyi korumak mecburiyetindeyiz.
Dün, bugün ve yarın çiğ süt piyasa istikrarına zarar verecek her bir olumsuz gelişmenin Türkiye’nin gıda üretimi açısından bağımsızlığının temeli olan üretici kesimini üretimden uzaklaştırdığı unutulmamalıdır. Daha da önemlisi çiğ süt piyasa istikrarındaki olumsuz dalgalanmaların kırsalda yetişen genç neslin büyük bir bölümünün anne ve babalarının mesleğini devam ettirme konusunda kararsız kalmaları veya mesleğe olumsuz bakıyor olması ülkemizin gelecekteki gıda güvenliği açısından endişe verici bir durum olarak da değerlendirilmektedir.
Sonuç itibariyle biz sektörü bir bütün olarak görüyoruz. Üretici ve sanayici kesiminin birbirini tamamlayan unsurlar olduğu unutulmamalıdır. Bu anlamda süt piyasası bir gemi, üretici, tüketici ve sanayici olarak tüm sektör paydaşları aynı geminin yolcularıdır. Geminin batması demek herkesin zarar görmesi anlamını taşımaktadır.”Dedi.