Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri 2018-2019 eğitim öğretim yılının ilk notunu Vali Hasan ŞILDAK ve Rektör Prof. Dr. Adem KORKMAZ’dan aldılar.
MAKÜ Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 2. Sınıf öğrencileri kendi pişirdikleri yemek ve sunumları ile görücüye çıktılar. Toplam 30 öğrenci yemeklerini Vali Hasan ŞILDAK, Rektör Prof. Dr. Adem KORKMAZ ve üniversite yönetimine tattırdılar.
Uygulamalı eğitim modelinin ilk uygulamasının gerçekleştirildiği öğle yemeğinde öğrenciler patates püresi eşliğinde dalyan köfteden oluşan ana yemek menüsünden puan aldılar. Öğrencilerin günlük olarak üretmiş oldukları yemekler Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Otelcilik ve Konaklama Bölümü tarafından da o gün günlük olarak servis ediliyor. Geliştirilen uygulama ile verilen puanlar öğrencilerin ders geçme başarılarında da etkili olacak.
Yemek sonrası puanlama yapan Vali Hasan ŞILDAK, uygulamanın özgün bir çalışma olduğunu söyleyerek; “Mehmet Akif Ersoy Üniversitemizin Kitap Kafesinde Gastronomi Bölümü öğrencilerimizin yemek sunumlarını birlikte tattık. Böyle bir çalışmanın ve projenin başlangıcında bulunmuş olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Her şeyden önce Sayın Rektörümüzün de genişçe ifade ettiği gibi proje özgün bir çalışma içeriyor. Şöyle ki burada öğrencilerimiz tarafından üretilen yemeklerin tüketicileri tarafından puanlanmasının gerçekten ilginç ve iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. Öğrencileri motive edici çok daha canlı diri tutucu, teşvik edici olduğunu düşünüyorum. Uygulamayı hayata geçiren rektörümüze ve teknik ekibimize teşekkür ediyorum. Öğrencilerimize de başarılar diliyorum“ dedi.
Rektör Prof. Dr. KORKMAZ da; “Gastronomi bölümümüzün gastronomi mutfağında öğrencilerin kendi ürettikleri yemekleri günlük olarak tüketime sundukları ve tüketenin de bu yemeklere puanlar vererek öğrencilerin geçme notunu oluşturdukları sistemin bugün bir uygulamasını yaptık ve ilk yemekleri bizler yemiş olduk. Burada yemeğini yediğimiz öğrenciler ikinci sınıf öğrencileri. Birinci sınıf öğrencileri de çorba gibi belirli ürünleri üretiyorlar. Ana yemekler ikinci sınıfta, üçüncü sınıftan itibaren de dünya mutfağı ve dördüncü sınıfta da artık uygulama ve final olacak şekilde bir uygulama modelini inşa ettik. Bu bulunduğumuz mekanın adı “Kitap-Kahve Kafeteryası”. Burada gün içerisinde öğrenciler gelip, bu mekanda gastronomi mutfağında üretilen ürünleri burada tüketiyorlar ve aynı zamanda da burada bulunan okuma salonu ile ders aralarındaki boş zamanlarını kitap okuyarak geçirebilecekler. Buraya kitaplarını kendileri getirip okuyup, buraya bağışlayabiliyorlar ya da buradaki kitabı alıp götürüp okuyup getirebiliyorlar. Kütüphane mantığının da ötesinde farklı bir konseptle çalışıyor. Üniversitemize özgü, yeni ve piyasanın talebini karşılayan modelde bir çalışma. Bu bir yıllık bir çalışmada geldiğimiz nokta. Türkiye’deki gastronomi bölümlerinin içerisinde çok nadir bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Bize özgü ve öğrencilerimizin dört yıllık eğitim süreleri içerisinde yüzlerce gerçek yemek, tanımlı yemek, yöresel, Osmanlı, Anadolu ve dünya mutfağı gibi farklı uygulamaları defalarca gördükleri, turizm sektöründen profesyonellerin gelip, burada seminerler verdikleri, derslere katıldıkları bir modelin içerisinde öğrencilerimiz mezun olduklarında birinci sınıf gastronomi uzmanı olarak sektöre girmiş olacaklar. Bugünkü sembolik bir başlangıç. Ama arkasında derinlikli bir vizyon ve çalışma var” dedi.