Burdur Belediyesi tarafından, MAKÜ Konferans ve Sergi Salonunda Demokrasi ve Ekrem Kabay Gecesi düzenlendi.
Programda konuşma yapan Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, daha önce rahmetle andığımız Salih Urhan, Hamit Çine’yi Anma Gecesinde o kişilerin, o değerlerin gözlerinde o mutluluğu görebilmek benim için onurdu. Yaşamları boyunca birçok ödüle layık görülmüş, birçok alanda kendini ispat etmiş kişilerin o gün bu sahnede kendi hemşehrilerinin önünde takdir görülmüş olmaları onlar için onur vericiydi. Bende o günden sonra Burdur’umuzun yaşamakta olan büyüklerine en azından yaşamı içerisinde anabilmek, onun yaptıklarını anlatabilmek ve bizden sonraki kuşaklara onun adını duyarabilmek adına böyle bir gecenin tertip edilmesinin önemli olduğunu düşündüm. Tabi Ekrem Kabay bu gecede yalnızca kendi adıyla değil, Ulu Önder Atatürk’ün Cumhuriyet tarihi boyunca Cumuhriyet’ten sonraki en büyük isteği ve Aydınlanma sürecinin başlangıcı olan Köy Enstitülerinin adeta bir çam kozalağı gibi dağılan 18000’in üzerindeki yetiştirilmiş örneklerin herhangi bir köyde insanları aydınlattığı, herhangi bir öğretmenden bir tanesiydi. Bu aydınlatma sürecinin Hasan Ali Yücel’le başlatılan ve 16 yıl boyunca Türkiye’nin bilimsel, çağdaş, adaletli bir anlayış içerisinde yönetilebilmesi için yetiştirilmiş insan gücüne ihtiyaç duyan, ve bunları yetiştirmek üzere her biri neredeyse köy çocuğu olan o Köy Enstitülerinin maalesef ömrü uzun sürmedi. Çünkü o Köy Enstitüleri emperyalizme karşı bilinçlendirilen bir öğretmen ordusu yetiştirdi. Bu ordu öyle bir orduydu ki gittiği her köyde tek tek insanlara dokunup, Türkiye’nin üretmesi, açığını kapatması gerektiğini, çalışması ve emperyalizme karşı çetin bir mücadele vermesi gerektiğini her fırsatta söylemişlerdi. Ekrem Kabayı ilk tanığım günlerde şimdi de olduğu gibi fiziken üstün, konuşmaya başladığı zaman sözünü dinleten hatta buyurgan tavrıyla karşısındaki kişileri adeta dinlemeye mecbur eden bir tavrı vardı. Bu tavır onun despot ya da siyaseten üstün kimliğinden değil, donanımından, bilgi birikiminden ve yılların ona kazandırdığı tecrübeden ibaretti. Siyasete girdikten sonra zaman Ekrem Kabay’la karşılaştık. Biraz önce ifade ettiğim o buyurgan tavrını bire birde bana yapmaya başlayınca açıkça itiraf etmem gerekir ki oldukça yadırgamıştım. Ama o işaret parmağını bana sallayarak konuştuğu zaman benim önümüzdeki süreçte dikkat etmem gereken şeyleri bana her defasında öğütlemişti, öğütlemeye de devam etmektedir. Bu gecenin ikinci ana başlığı demokrasi. Aslında bu gecenin temel başlığı Ekrem Kabay’a bir vefa, Türkiye siyasetine kattığı katkıdan ötürü küçük bir vefanın gecesi olacak bu gece. Biz vefayı sözde değil özde yapanlardanız. Biz sevgimizi sözde değil özünde gösterenlerdeniz. Biz vefayı duvarda bir kağıt, poster değil, eli öpülesi insanların en azından yaşamı boyunca taklit edilebilmesi için gayret gösterenlerdeniz. Biz umuyoruz bu akşam Ekrem Kabay’ın neredeyse 90’a gelen yaşına rağmen buraya gelip bizleri onurlandırmasına ve geceye katkı koyan herkese teşekkür ederim. Yaklaşan Yerel seçimler öncesinde öncelikle demokrasiyi seven, demokrasiye inanan, adaletten ve adil olmaktan yana olan her kim varsa onlarla kol kola girerek Türkiye’nin, Burdur’un önündeki süreçte çocuklara verdiği söz olan aydınlık yarınlar için hep birlikte mücadele etmeye tüm gönül dostlarını davet etti.
Senatör Ekrem Kabay “Köy türküleri insanı sıfırdan alır, insana ülkeyi bir bir gezdirir. Odur bizi millet olarak ayakta tutan. O sabah saat kaçtı bilmiyorum. Anam uyandı. Ekrem kakıve anam düven vakti gelmeden öküzleri azıcık güt gel, ekmeğine kaymak çalıverecem dedi. Evet ekmeğin ve kaymağın hatırı için uykusu en tatlı yaşındayım. Gittim. Bir arığın içinde manda yayılabiliyor. Öküzde kenardan, ucundan yayılabiliyor. Ben mandayla bu tür oyuna alışıktım. Mandanın başına yapışarak sırtına çıkar oynardım. O gün tam sırtına çıkacağım sırada her şey karardı, bitti. Manda başını oynatmış, ben arığın içine düşmüşüm gözlerimi açtığım zaman ne manda var ne de öküz var. Bunlar dedim beni burdan attığı için suçlanmışlar, çekmişler gitmişler. Gittim. Harman yerine vardım. Anamla, babamla herkes bir şeyle uğraşıyor. Mandaylan, öküz gelmiş, düvene girmiş, bizim çocuğumuz nerede diye bakan, arayan yok. Öyle bir çocuğu Burdur kendine senatör seçti. Burdur sana teşekkür ederim. Burdur Belediyesi’nin ve CHP İl Başkanlığı’nın düzenlemiş olduğu bu etkinlikten büyük onur duydum. Ama Ekrem Kabay’ı onurlandırmak için değildir. Demokrasi denen o nesneyi Türkiye’de ilk defa, Burdur gibi kültür seviyesi yüksek bir ilde kırk sene bir senatörlüğü bir çocuğa diplomasını verir gibi verdi. Bu bana ait bir başarı değildir, Burdur halkının demokrasi zaferidir. Senatör seçildim. Benim dönemimde senatoyla Burdur’dan 6 tane parti vardı. 6 tane aday vardı. Hepside değerli adamlardı. İçlerinde bir ben vardım şaşkın. Ayakkabı yok, bir pantolon, bir ceketim vardı. Beni bu işe teklif eden örgütün değerli başkanları, Burdur ilinin tüm partilerini, demokrasi adına bütün başkanlarını, ilçe başkanlarını, yönetim kurulu üyelerini, tek tek kucaklar selam ederim. Demokrasiyi yaşatmak için birbirimize yakın olmak lazım. Demokrasi Ekrem Kabayı seçmenle güzel olduğu için Burdur Belediyesi öyle düşünmüş. Demokrasi, uzun yılların insanlık tarihinde, ıstıraplarla, gözyaşıyla elde ettiği bir şeydir. Padişahlığı, şahlığı, beyliği demokrasi yıkmıştır. Demokrasi her birimizin özgürlüğüdür. Fakir fukaranın da seçilebilme, ekmek bulma, eğitim görme kapısıdır. Fakir demokrasi insan kapısıdır. Hepinize selam olsun. Beni yaşatan sizsiniz. Dün babalarınızı, dedelerinizi, bugün beni siz yaşatıyorsunuz dedi. Organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.
Başkan Ercengiz, Senatör Ekrem Kabay’a tablo hediye ederek, hatıra fotoğrafı çektirdi.