Sağlık Sen Şube Başkanı Mehmet Faruk Ozan sağlıkta yaşanan şiddet olaylarıyla ilgili yazılı açıklamada bulundu.Ozan açıklamasında ise Burdur’da yaşanan şiddet olayı ile ilgili detayları da paylaştı.
İŞTE BAŞKAN OZAN’IN YAZILI AÇIKLAMASI
Ülkemizde sağlık çalışanları vatandaşlarımızın sağlığı, mutluluğu ve yaşam kalitesi için gece gündüz gayret göstermektedirler. Sağlık çalışanları görevlerini yaparken mesleki gereklilik, yasal ve vicdani sorumluluklarının yanında, insanı her şeyin önünde tutan temel ahlaki anlayışla hareket etmektedirler. Nihayetinde her sağlık çalışanı, hastanın amacının sağlığına kavuşmak olduğunu bilir ve hastadan da bunu yapacak olan kişinin sağlık çalışanları olduğunu unutmamasını bekler. Sağlık çalışanlarının her türlü fedakârlığa rağmen böyle muamelelere maruz kalması kabul edilebilir değildir.
Şiddet mağdurlarının sonuncusu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu (A.S.H.İ) personelleri Doktor Abdurrahman KÖRK, Yardımcı Sağlık Personeli A.T.T. Medine YILDIRIM ve Şoför (A.T.T.) Ahmet DURMAZ olmuştur. Yapılan ihbar üzerine adrese giden arkadaşlarımız yaptıkları muayenede hastanın alkollü olduğunu tespit ederek herhangi bir tıbbi müdahaleye gerek duyulmadığını görmüşlerdir. Hastaneye gitmek istemeyen hastanın babasının ısrarı sonucu müdahale ederek hastaneye götürmeye çalışılırken hasta, sağlık çalışanı arkadaşlarımıza küfürler ederek saldırmıştır.
Ardından polis eşliğinde Burdur Devlet Hastanesine getirilen şahıs, burada kendisini muayene etmek isteyen doktora da fiziki şiddet uygulamıştır. Acil hekimimiz Dr.Tevfik Serkan Özkan hasta tarafından başına darbe almıştır.
Hastanın sıhhati için mücadele veren insanlara bu yapılan saldırı maruz kaldığımız durumu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Buna rağmen öteden beri tanık olduğumuz ancak son dönemde artış gösteren sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları bizler gibi toplumumuzun tüm fertlerini derinden etkilemekte, üzmektedir. Üzüntümüzü daha da artıran ana faktör ise şiddet olaylarının faillerinin genelde hasta ya da hasta yakınları olmasıdır. Öyle ki sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin bazen ölümle sonuçlandığı bile olmaktadır.
Büyük bir uzmanlık ve vicdani sorumluluk ile kendisine ya da sevdiklerine şifa sunmaya çalışan insanlara şiddet göstermek kabul edilecek bir durum değildir. Şiddetin mazereti olmadığı gibi küçüğü büyüğü, hafifi ağırı da olamaz; şiddet şiddettir kınanmayı, üzerine gitmeyi ve yapanın yanına kar bırakmamayı gerektirir.
Bunun için de başta kamu olmak üzere toplumumuzun tüm fertlerine büyük görevler düşmektedir. Susmak, sessiz kalmak, görmezden gelmek, önemsememek bir anlamda şiddeti onaylamak anlamı taşıyacaktır ki bu durum geleceğimiz açısından çok daha büyük sorun demektir. Şiddetle mücadele, yasal ve kurumsal mekanizmalardan önce, ahlaki ve vicdani zeminlerde kendine yer bulmalıdır; sağlık çalışanının her şeyden önce insan olduğu, can taşıdığı, onur ve izzet sahibi olduğu asla ve kata unutulmamalıdır.
Sağlık-Sen olarak meseleye bu şekilde yaklaşıyoruz ve sağlık çalışanlarımızın her zaman yanındayız. Sağlıkta şiddet, şiddet uygulanan sağlık çalışanını doğrudan etkilediği gibi tüm vatandaşlarımıza sunulan hizmet kalitesini de etkilenmektedir. Bir hekimin veya sağlık çalışanının, ‘şiddet görürüm’ korku ve endişesiyle hareket etmesinden daha kötü bir durum olamaz. Maalesef zaman zaman yaşanan trajik şiddet olayları, sağlık çalışanlarını bu psikolojik ortama sürüklemektedir.
Yapılan araştırmalar, sağlık çalışanlarına şiddetin istisna olmadığını çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bugün ülkemizde sağlık çalışanlarının % 86,8’i sözel, psikolojik ya da fiziki şiddete maruz kaldığını ifade etmektedir. Acil servis çalışanları arasında bu oran çok daha yüksektir; görevini yaparken şiddetle karşı karşıya gelme endişesi taşıyan acil servis çalışanlarının oranı %97,4’tür.Tablo endişe verici boyutu çoktan geçmiştir ve bir an önce bunun önüne geçilmesi gerekmektedir. Bu hususta önemli bir kanuni düzenlemeler olmuş ancak şiddet sağlık hizmetlerinin görüldüğü yerlerde kol gezmeye devam etmektedir. Güvensiz, şiddet baskısı ve tehdidin olduğu bir iş ortamını oluşturmaya kimsenin hakkı yoktur. Sağlık Bakanlığı bir an önce sağlıkta şiddeti önleyecek yeni bir eylem planını artık hayata geçirmeli.Şiddetin önlenmesi ya da minimize edilmesi, iletişim ve empati kültürünün geliştirilmesi hususunda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önüne, toplumun ve kamunun tüm dinamiklerini seferber ederek geçmenin mümkün olduğuna inanıyoruz ve herkesi bu konuda ortak tavır almaya davet ediyoruz.