Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum dün Burdur’da ve ilçelerde temaslarda bulundu. Bakan Kurum, Burdur’un göz bebeği Salda Gölü hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
İŞTE O AÇIKLAMALAR
Salda’da halk plajında, tabiat parkında ve Beyaz Adalar kısmında incelemelerimizi yaptık. Buraya 2 yıl önce yaptığımız ilk ziyaretimizde, Salda Gölünde hiç kimsenin kabul edemeyeceği görüntülere şahitlik etmiştik. Bu tablo hepimizi, milletimizi üzen bir tabloydu. Salda Gölünü korumak için hemen o gün harekete geçtik. O gün acil alınması gereken önlemlere dair kararlar alarak, Salda Gölünü koruma ve kurtarma projemizi başlattık.
2019 yılı Salda için bir milat oldu. Salda Gölü için çevreci, ekolojik ve doğa koruma eksenli örnek bir projeyi çok kısa sürede hazırladık. Bu bölgeyi 14 Mart 2019 tarihinde Cumhurbaşkanımızın kararıyla Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan ettik.
Çalışmalarımızı yürüttüğümüz süreç içerisinde Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendiyle birlikte Salda’ya bir ziyaret gerçekleştirdik.
Saygıdeğer Hanımefendi Salda Gölünde yürüttüğümüz projemizi sağ olsunlar, himaye ederek bizlere destek oldular, yanımızda oldular. İlgisi ve alakasıyla her zaman çalışmalarımızı çok yakinen takip etti. Ben buradan kendilerine bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Salda Gölü projemizde hemen hemen son noktaya geldik. Bugün geldiğimiz noktada şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki; yeşilin, beyazın ve mavinin bir arada olduğu Salda Gölümüz yeryüzünün cennet köşelerinden biri olarak kalacak.
Peki, bu 2 yıllık süreçte neler yaptık? Burada neler değişti? Çalışmalarımızı sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum.
Salda Gölü, ne yazık ki, kötü ve hoyratça kullanılıyordu. Gölün hemen kıyısına kadar arabalarla giriliyordu. Yanında kamp kuruluyordu. Ve gelen ziyaretçiler ciddi bir kirliliğe sebep olmaktaydı.
Hem bu kirliliği önlemek hem de gölün doğal yapısını muhafaza etmek için ilk önce araçların gölün kıyısına kadar girmesini engelledik. Göle girilen alanı, 3.350 metre ahşap dubalarla araç girişine kapattık.
Artık vatandaşlarımız, yürüttüğümüz projeyle doğal sit alanının 2 km uzaklığında araçlarını bırakıyor ve bu alana o şekilde girebiliyorlar.
Gördüğünüz bu alan çöpten geçilmiyordu. Bütün bu alanı hızlıca temizledik. Etrafa gelişi güzel atılan çöpleri kaldırdık. Bütün alana Sıfır Atık Sistemini, ayırma sistemini kurduk. Yani buraya gelen ziyaretçiler kâğıtları, plastikleri, organik çöpleri ayrı ayrı atacak. Geçmişteki çöp görüntüleri Salda’da bir daha görülmeyecek.
Göl çevresinde derme çatma, gelişi güzel kondurulmuş yapılar vardı. Bütün bu yapıları kaldırdık.
Yerine, vatandaşlarımızın, günübirlik ziyaretlerinde ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri, toprağa zarar vermeyecek şekilde düzenli alanlar tasarladık. Büfe, bölge halkımıza ekonomik katkı sağlayacak ve yöresel ürünlerini satabilecekleri birimler, duş ve soyunma üniteleri, sağlık birimi ve mescit gibi yapıları, çocuk oyun alanını; gölün 500 metre ötesinde, temelsiz, sökülür takılır, doğa ile uyumlu ahşap malzeme kullanarak yaptık. Alanda konaklama olmayacak.
Yine, vatandaşımız için Salda Gölü’nün güzelliğini uzaktan gözlemleyebilecekleri seyir terasları da kuruyoruz.
Daha önce taahhüt ettiğimiz gibi bu alanda bir çivi dahi çakmadık. Herhangi bir beton yapı kondurmadık. Çalışmalarımızın %90’ını tamamladık.
İnşallah 5 Haziran Dünya Çevre Gününü, doğa dostlarıyla, gönüllülerimizle, minik çevre müfettişlerimizle ve sizlerle birlikte Salda Gölünde kutlayacağız.
Salda Gölü ve çevresini ÖÇK Bölgesi ilan ederek korunan alan büyüklüğünü 44 bin km2’den 295 bin km2’ye çıkardık. Yani 8 kat artırdık. Bu alanda doğal yapının bozulmasına ve kirletilmesine dur dedik.
Salda Gölünde 5 noktada su kalitesi izleme çalışmasını aralıksız yürütüyoruz. Yaptığımız izleme çalışmaları, aldığımız tedbirlerle Salda Gölünün su kalitesini iyileştirdik.
Salda Gölü ve havzasını atıksu kaynaklı kirlilik ve bozulmalara karşı korumak, burada bulunan köylerin atıksularını bertaraf etmek için arıtma tesisi çalışmalarımızı başlattık. Böylece hiçbir şekilde Salda Gölüne atık su girmeyecek.
Salda Gölü kıyısında “dumansız hava sahası” oluşturduk. Böylece ziyaretçilerimiz dumansız bir alanda Salda’nın güzelliğinin keyfini çıkarabilecek.
Kurduğumuz kamera sistemiyle Salda Gölünü 1 yıldır 7/24 online izliyoruz. Burada yürüttüğümüz çalışmaları herkesin şeffaf bir şekilde takip edebilmesi için sistemimizi vatandaşlarımıza da açtık.
Şu an Salda’da yürüttüğümüz tüm çalışmaları; STK temsilcileri, üniversite hocaları ve Bakanlığımızın bürokratlarından oluşan Çevre ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ile birlikte yürütüyoruz. Ben buradan her birine çalışmalarıyla bizlere destek oldukları için teşekkür ediyorum.
Kurulumuzun bilimsel araştırmaları ve raporları doğrultusunda aldığımız kararla ‘Beyaz Adalar’ kısmında artık göle girilmiyor, yüzülmüyor ve plaj kullanılmıyor.
Yine Beyaz Adalar bölgesinde yaklaşık 1,5 km’lik sahil şeridinde ziyaretçi kısıtlaması getirdik. Bu bölgeye yıllık 1.5 milyon ziyaretçi geliyordu. Yıllık ziyaretçi sayısını 570 bin, anlık ziyaretçi sayısını ise 540 olarak belirledik.
Göl etrafındaki mevcut araç yolu üzerinde, doğal dokuya zarar vermeyecek şekilde bisiklet yolu yapıyoruz. Bu kapsamda hem vatandaşlarımız hem de yabancı ziyaretçilerimiz için Salda, Yeşilova, Kayadibi ve Doğanbaba ile bağlantılı ve göl çevresini tamamen dolaşacak şekilde 43 km’lik bir güzergâh belirledik.
Biliyorsunuz, Salda Gölünün Mars’taki kraterlerle bir benzerliği var. Bu kapsamda, NASA, üniversitelerimiz ve Bakanlığımız ortak bir bilimsel çalışma yürütüyor.
Yine STK’larımız ve üniversitelerimizle birlikte biyoçeşitlilik, su potansiyeli belirleme ve Salda Gölü yönetim planı çalışmalarını gerçekleştiriyoruz.
Salda Gölü bilimin merkezi olacak. Salda Gölünde ulusal ve uluslararası çalışmaların yürütüleceği, gençlerimizin, bölgenin doğal yapısını, ekosistemini yakından takip edebileceği bir araştırma alanı oluşturuyoruz.
Salda Gölünün UNESCO Dünya Miras Listesine girmesine dair çalışmamızı da başlattık.
Hakikaten doğa severlerle, yerel yönetimlerimizle, hocalarımızla birlikte Salda Gölünü en güzel haliyle geleceğe taşıyacak çok güzel bir doğa koruma projesini hayata geçirdik.
Bugün Salda sadece Türkiye’nin değil, bütün dünyanın ortak mirasıdır.
Bu mirası gözümüz gibi korumak hepimizin vazifesidir. Bu kapsamda çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz.
2 sene önceki Salda ile bugünkü halinin arasında çok büyük bir fark var. Bunu herkes görüyor, hepimiz görüyoruz.
Dünyanın göz bebeği olan bu tabiat harikasını evlatlarımıza tüm renklerini, berraklığını, doğallığını koruyarak bırakacağız.
Tıpkı bugün olduğu gibi, sonsuza dek “Salda Gölü” bembeyaz kumları ve turkuaz sularıyla görenleri kendine hayran bırakacak.
Ben herkesi buradan da, cennetten bir köşe olan Salda Gölünü görmeye davet ediyorum.