Burdur’un Ağlasun sınırları içerisinde yer alan Sagalassos Antik Kenti’ndeki Antoninler Çeşmesi’nden 14 asır sonra yeniden su aktı.
Tarihi çeşmenin açılışına katılan Kültür ve Turizm Bakan Ertuğrul Günay, Antoninler Çeşmesi’nin heykellerinden olan ve Burdur Müzesi’nde sergilenen Dionysos heykellerinin replikalarını gelecek yıla kadar yapma sözü verdi.
Burdur’un Ağlasun ilçesinde tarihi milattan önce 5000’li yıllara kadar uzanan Sagalassos Kenti’nin 1800 yıllık yapıtlarından Antoninler Çeşmesi, 13 yıl süren restorasyonun ardından yeniden suyla buluştu.
Bakan Günay, açılışta yaptığı konuşmada, bugünün kendisi için ayrı bir önem taşıdığını vurguladı.
Üç yıl önce bugün Kültür ve Turizm Bakanlığı görevine getirildiğini kaydeden Günay, “Bakanlık görevim süresince çok sevindiğim ve heyecanlandığım anlar oldu. Bu tarihi açılış da o özel anlardan birisi.” diye konuştu.
Bu sabahtan itibaren tarih içinde bir yolculuk yaptığını kaydeden Günay, bu yolculukta 3500 yıl önceye gittiğini kaydetti. Bunun ancak Türkiye’de yaşanabileceğini vurgulayan Günay, Türkiye’de bir günde binlerce yıl geriye ve bugüne gelinebileceğini ifade etti.
Bu topraklarda ne varsa, hangi dönemden kaldıysa, bunların hepsinin adının Anadolu olduğunu anlatan Günay, şöyle devam etti: “Bugün bu topraklarda ne varsa, hangi dönemden kalmışsa, ayrım yapmaksızın hepsine Sagalassos gibi sahip çıkmaya, korumaya ve hepsini insanlığın emaneti olarak, insanlığın ortak malı olarak geleceğe taşımaya çalışıyoruz.”
Günay, Sagalassos‘un, Afrodisyas, Perge, Çatalhöyük ve Likya kalıntıları ile birlikte yaptıkları başvuru ile Unesco‘nun dünya mirası geçici listesine aldığını belirtti.
Sagalassos‘un bu listeye alınırken birçok özelliği bulunduğunu hatırlatan Günay, “Hayalim yakın gelecekte Sagalassos‘un kalıcı listeye katılması. Bunu birlikte yapacağız.” dedi.
Günay, son olarak Antoninler Çeşmesi’nin heykellerinden olan ve Burdur Müzesi’nde sergilenen Dionysos heykellerinin replikalarını yapma sözü verdi. Gelecek yıla kadar Sagalassos‘a küçük bir katkı yapmak istediğini kaydeden Günay, “Dionysos heykellerinin replikalarını gelecek yıl bu tarihe kalmadan beraberce buraya yerleştirelim ve yeni bir tören yapalım.” diye konuştu.
Sagalassos Kazı Başkanı Prof. Dr. Şövalye Marc Waelkens de, 19 yaşında geldiği Türkiye’de daha sonra ülkesinde unutulan gerçek konukseverliği bulduğunu belirtti.
Sagalassos‘taki projenin, Antalya çevresinde yüzeyde görülen eserleri kayıt altına alma amacıyla başladığını anlatan Waelkens, “Sagalassos‘a ilk geldiğimde sabah 07.30’du. Bu saatlerde günün en güzel ışıkları dağlık bölgeyi aydınlatıyordu. Kırılan çömleklerin sesi geldiği için korkarak yürüyordum. Gözlerime inanamıyordum. Antik kentin kalıntıları o zamanlar daha fazla görünüyordu. Çünkü çobanlar sürülerini otlatıyordu. Anadolu’da 15 yıllık saha çalışmasının sonunda bu kadar iyi korunmuş bir saha görmemiştim ve buranın olmam gereken yer olduğunu anladım. Kazı izni için başvurdum, şansımız yaver gitti, projeyi kazanmakla kalmadık, özel maddi destek de aldık. 1989’da sadece 5 kişiyle çalışmak için izin aldık. Ertesi yıl Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu’nun kazı iznini imzalaması gerekiyordu. Dönemin Anıtlar ve Müzeler Müdürü, veda ziyaretim sırasında bana kazı izninin olduğu bir zarf verdi. Bu hayatımın en mutlu günü oldu. Bu kazıyı sponsorların da desteği ile bugünlere getirdik.” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının ardından kazıya katkıda bulunanlara teşekkür eden Waelkens, “Son teşekkürü de ona yapmak istiyorum. Onun uğruna bütün enerjimi, sağlığımı feda ettim. O bana hayatımın en güzel günlerini ve duygularını yaşattı. Teşekkürler Sagalassos…” sözleriyle tamamladı. (Cihan Haber Ajansı)