MAKÜ Türkiye’nin Embriyo Üretim İzni Alan İlk Üniversitesi Oldu
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Türkiye’nin embriyo üretim izni alan ilk üniversitesi olmanın gururunu yaşıyor.
Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi kapsamında üretilen projeler gün yüzüne çıkmaya devam ediyor.
MAKÜ bünyesinde yaklaşık 4 yıl önce çalışmaları yapılmaya başlanan ve şu anda embriyo üretir hale gelen Genetik ve Embriyo Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi (GETEM) sayesinde MAKÜ Çiftliğinde yüksek genetiğe sahip ırklar yetişiyor. MAKÜ, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan almış olduğu üretim izin belgesi ile de hem bölgeye hem de ülke ekonomisine katkı sunacak.
Embriyo transferinde dışa bağımlılığımızı da önemli oranda azaltacak olan üretim izin belgesi ile verilecek eğitimler sayesinde MAKÜ’de üretilen yüksek genetiğe sahip embriyolar veteriner hekimler tarafından ülkemizdeki büyükbaş hayvanlara transfer yapılabilecek.
MAKÜ Veteriner Fakültesi öğretim üyesi ve GETEM Müdürü Prof. Dr. Yunus Çetin, proje kapsamında yürütülen çalışmalar ve Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan alınan üretim izni belgesi hakkında açıklamalarda bulundu.
Üniversitemiz Adına Mutluyuz
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi olarak embriyo üretimi için çalışma izni alan ilk üniversite olmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Prof. Dr. Yunus Çetin; “Embriyo transferi yapmak yani hazır embriyoyu kullanarak transfer etmek çok zor değil. İşin esas zor kısmı embriyoyu kendiniz üretmeniz. Bunu Türkiye’de şu anda gerçekleştirebilen çok fazla tesis yok. Üniversiteler açısından baktığımızda Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi embriyo üretimi için çalışma izni alan ilk üniversite olmuş vaziyette. Bunu da gerçekleştirebildiğimiz için üniversitemiz adına mutluyuz.” dedi.
GETEM faaliyetleri hakkında bilgiler aktaran Prof. Dr. Çetin 4 yıldır yürütülen çalışmaları anlattı. Merkezin kurulma amacı ile sözlerine başlayan Çetin; “Bu merkezin temel amacı, embriyo üretimi yapabilmek, üretilen embriyoları dondurma ve saklama ile hem merkez içindeki hayvanlara, hem de dışarıdaki çiftliklere veya üretici elindeki hayvanları transferini yapabilmek için kuruldu. Bu 4 yıllık bir çalışmanın sonucu. Yakın zamanda da merkezimiz Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan embriyo üretimi için çalışma izni de aldı. Bu da merkezimiz için önemli bir aşamaydı. Çünkü artık bu bize resmi olarak embriyo üretme ve bu embriyoları sahada transfer etme, satışını yapabilme yetkileri de veriyor. Merkezin diğer bir önemli amacı da burada yaptığımız embriyo transferleri ile değerli damızlık hayvanlar yetiştirmek, üretilen dişi damızlıklar, gelecek nesillerin anaçları olarak kullanılırken, erkek damızlıklar da özellikle boğa adayı olarak değerlendiriliyorlar. Bu boğa adayları suni tohumlamada kullanılan spermanın üretim kaynağı. Ülkemizde bayağı yüksek miktarlarda yurt dışından ithal sperma kullanıyoruz. Eğer bu boğa adaylarını sayıca artırabilirsek, niteliklerini yükseltebilirsek önemli bir ithalat kaleminin de önüne geçilmiş olacak. Projenin ana amaçlarından bir tanesi boğa adayı üretmek. Çünkü bu uzun ve zahmetli bir süreç. Aynı zamanda bu merkez eğitim faaliyetleri de yürütecek. Yani embriyo transferi konusunda teknik personel yetiştirme, burada kurs faaliyetleri düzenleme ve bunların sertifikasyon çalışmaları içinde Tarım ve Orman Bakanlığı ile çalışmalarımız devam ediyor.” dedi.
Maliyet Avantajı Sağlanacak
“Türkiye olarak yurt dışından çok sayıda sperma ithal ediyoruz.” diyen Prof. Dr. Çetin; “Özellikle döviz kurlarındaki oynamalar sperma maliyetlerini çok yükseltti. Artık en ucuz sperma 100 liradan başlıyor ve 600-700 liralara çıkan bir doz sperma fiyatlarını görebiliyoruz. Bu da yetiştirici için önemli bir maliyet kalemi haline geldi. Eğer yerli spermayı artırabilirsek, yüksek kalitede yerli boğalarımızı üretebilirsek gerçekten çok iyi önemli bir maliyet avantajı sağlama şansımız olacak.” ifadelerini kullandı.
Üretim İzin Belgesi Yeni Ufuklara Açılan Bir Kapı
MAKÜ’nün Türkiye’nin embriyo üretim izni alan ilk üniversitesi olmasındaki süreci ve mutluluklarını ifade eden Çetin; “Bu bizim için bir başarı olmanın yanında, yeni ufuklara açılan bir kapıdır. Biz bu kapıyı açtık sadece, esas hikâye bundan sonra başlayacak. Bu çalışmayı, bu yaptığımız emeğin karşılığını alabilmek için daha çok çalışmamız gerekecek. Yeni açılımlar yapmamız gerekecek. Bu teknolojiyi sahaya daha çok entegre etmemiz gerekecek. Geçen yılın ilkbaharında biz burada 250 civarında embriyo ürettik. Biz bunları dondurduk, tanklarımızda sakladık ve kendi hayvanlarımızda transfer için kullandık. Şimdi önümüzdeki yıllarda artık bunu sahaya uygulama şansı da ortaya çıktı. İnşallah sayıları da yükseltebiliriz. Bu transferi veteriner hekimler de uygulamalı. Çünkü sadece bir merkezin yaygın etkisi çok sınırlı olur. Yani veteriner hekimlere embriyo transferi yapabilmek için sertifika eğitimlerinin verilmesi de planlarımız arasında. Bu merkezde eğitim ve üretim artarak devam edecektir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Amaç Çok Yüksek Genetik Kapasiteye Sahip Boğa Adayları Yetiştirerek Sektör Katkı Sunmak
MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz ise “4 yıllık bir çalışmanın sonucunda da geçtiğimiz günlerde Tarım Bakanlığından artık akreditasyonumuzu ve ruhsatlarımızı aldık. Bizim açımızdan önemli bir noktaydı” diyerek sözlerine başladığı açıklamasında; “Özellikle hayvancılık sektörünün nitelikli üretim yapması, genetik kapasitesinin yükselmesi konularında ıslah çalışmaları büyük önem taşıyor. Islah konusunda Tarım Bakanlığımız gerçekten yıllardır Türkiye’de hayvancılık sektörünün daha verimli olabilmesi için ıslaha çok özel önem veriyor. Üniversitemizde bu bağlamda ıslaha katkı vermek ve hızlı ıslahı gerçekleştirmek bakımından embriyo transferi ve genetik ıslahı merkezi üzerinden bir çalışma yürütüyoruz. 4 yıllık bir çalışmanın sonucunda da geçtiğimiz günlerde Tarım Bakanlığından artık akreditasyonumuzu ve ruhsatlarımızı aldık. Bizim açımızdan önemli bir noktaydı. Amacımız tabi ki daha çok yüksek genetik kapasiteye sahip boğa adayları, boğalar yetiştirmek ve bu alanında spermalarını özellikle sektöre yöneltmek. Çünkü sperma konusunda biz ciddi anlamda dışa bağımlıyız. Bu anlamda geçtiğimiz yıllarda üretmiş olduğumuz boğalarımız şu anda sektörde artık sperma hizmeti vermeye başladı. İnşallah bu yılki ikinci nesil embriyolardan elde ettiğimiz boğalarımızla da yine sektörün önemli bir ihtiyacını karşılayacak sayıda nitelikli üretimleri gerçekleştireceğiz.
Şu anda 5 tane boğamız sektörde ve onların sonuçlarını izliyoruz. Bunlar uzun izlemeler gerektiriyor. Çünkü güçlü bir boğayı genetik bakımından seleksiyona tabi tutmanız gerekiyor. Biz burada artık bir çizgiyiz. Bundan sonra sektör, boğaları sahada kullandığı zaman da Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nin boğası olarak artık kayıtlara geçiyor. Bu anlamda da sektör bakımından da bir temel oluşturuyoruz, bir başlangıç noktası oluşturuyoruz. Bu da önemli bir şey. Bu anlamda Türkiye’nin alması gereken çok uzun bir yol var. Biz de bu yolda güçlü bir şekilde varlığımızı hissettirmek noktasında önemli çalışmalar yürütüyoruz.” ifadelerine yer verdi.