MAKÜ’de Burdur’un Ekoturizminde Yeni Rotası Konuşuldu
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) ev sahipliğinde “Burdur İli Ekoturizminde Yeni Rota: Arkeolojik, Kültürel ve Doğal Mirasın Keşfi’’ Proje Çalıştayı düzenlendi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından desteklenen “Burdur İli Ekoturizminde Yeni Rota: Arkeolojik, Kültürel ve Doğal Mirasın Keşfi” projesi kapsamında, 31 Mayıs – 03 Haziran 2022 tarihleri arasında alan gezisi ve MAKÜ Lavanta Tepesi Otel’de çalıştay sonuç toplantısı düzenlendi. Yaklaşık 100 kişinin katılımıyla gerçekleşen 4 günlük çalıştay programı sonucunda düzenlenen sonuç raporu, proje komisyonu tarafından değerlendirilecek.
Proje kapsamında, Burdur’un sahip olduğu turizm potansiyelinden tam olarak yararlanılabilmesi için yaz mevsiminde antik kent, lavanta bahçeleri ve Salda Gölü ziyaretleriyle sınırlı kalan turizm anlayışının geliştirilmesi planlanarak her sezona yayılır hale getirilmesi hedeflenmekte. “Burdur İli Ekoturizminde Yeni Rota: Arkeolojik, Kültürel ve Doğal Mirasın Keşfi” Projesi, bölgenin arkeolojik, kültürel ve doğal mirasının sıra dışı ziyaret rotalarını deneyimlemeye açık gezginlere tanıtılmasını, bölge için sürdürülebilir bir turizm anlayışının uygulamaya konulması; yöre halkının bölgenin kültürel mirası hakkında bilgilendirilmesi; ekoturizm modeli ile ekonomik ve sosyal yönden gelişimin sağlanması ve yıl boyunca turizm faaliyetlerinden yararlanılması amaçlanmaktadır.
Çalıştay ilk olarak katılımcıların alan gezisi ile başladı. İlk gün Altınyayla Ballık Köyü’ndeki Kanyon, Gölhisar İlçesi Kibyra Antik Kenti, Yeşilova İlçesi Salda Gölü, İkinci gün Karacaören Barajı ile Ağlasun ilçesi Sagalassos Antik Kenti’ne geziler düzenlendi.
Lavanta Tepesi Otelde gerçekleştirilen “Burdur İli Ekoturizminde Yeni Rota: Arkeolojik, Kültürel ve Doğal Mirasın Keşfi’’ çalıştay sonuç programına Burdur Valisi Ali Arslantaş, Milletvekili Bayram Özçelik, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, Rektör Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Kılınç, kamu kurumlarının temsilcileri, ilgili akademisyenler, gazeteciler, rehberler, seyahat acenteleri, tur firmaları, fotoğrafçılar, doğa sporları kulüpleri ve ilgili federasyonlardan temsilciler katıldı.
MAKÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı öğrencilerinin sunduğu yöremize ait Halk Ezgileri başlayan çalıştay, ‘’Burdur İli Ekoturizminde Yeni Rota: Arkeolojik, Kültürel ve Doğal Mirasın Keşfi’’ Projesinin tanıtım filmi ile devam etti.
Rektör Korkmaz; “Kendimizi Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi olarak tanıttığımız da Burdur’la ilgili çok önemli bir farkındalığın oluştuğunu artık biliyoruz.”
Açılış konuşmalarının ilkini MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz yaptı. Korkmaz konuşmasında; “Burdur’un sahip olmuş olduğu tarihi, kültürel ve doğal özelliklerin turizme konu edilmesi, tanınırlığının bilinirliğinin sağlanması, herhangi bir kişinin bu bölgeye geldiğinde, bölgenin turistik değerlerini çok rahatlıkla ve kısa bir süre içerisinde keşfedebilmesi ve buradan ayrıldığında kendisinde iyi izler ve hatıralar bırakabilmesine yönelik olarak hazırlamış olduğumuz projemiz Cumhurbaşkanlığımızın İletişim Başkanlığı tarafından kabul edilerek saha çalışmalarına başladı. Projenin hazırlık aşamasında ve kabulünde sayın vekilimiz Bayram Özçelik’in çok kıymetli destekleri oldu. Bu anlamda da kendisine Burdur için yapmış olduğu katkılardan dolayı da ayrıca teşekkür ediyorum. Tabii artık illerin günümüzde turizm anlayışı farklılaşıyor. Turizm talebi nitelik değiştiriyor, gelişiyor ve belki de bundan 10 sene önce hiç gündemimizde olmayan, hiç konusu edilmeyen alanlar 20 sene önce düşünmediğimiz konular artık bir ciddi turistik faaliyetin konusu, bir destinasyonun parçası haline gelebiliyor. Burdur bunu yakın zamanda belli alanlarda çok net bir şekilde hissetti. Artık İstanbul’da, Ankara’da ya da başka bir şehirde herhangi bir ortama gittiğimizde Burdur ismi konuşulduğunda üniversiteden sonra ilk akla gelen konuların Salda Gölü ve lavanta turizmi olduğunu görüyoruz. Yani biz kendimizi Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi olarak tanıttığımız da Burdur’la ilgili çok önemli bir farkındalığın oluştuğunu artık biliyoruz. Ama turizm çok boyutlu bir mesele. İşte bugün Salda Gölü’nden bahsediyoruz, Sagalassos’tan bahsediyoruz, Kibyra’dan bahsediyoruz, lavanta bahçelerinden bahsediyoruz. Bunların varlığı sizin sağlıklı ve güçlü bir turizm yapabileceğiniz anlamına gelmiyor. İnsanlar geldiklerinde gerçekten nerelere gideceklerini hangi yollardan geçeceklerini, buralarda nerelerde duracaklarını, durduğu zaman zamanı nasıl geçireceğini, konaklamayı nasıl yapacağını, ne yiyeceğini içeceğini düşünüyorlar. Biz turizmden çok ciddi pay alan şehirlere ya da dünya turizm noktalarına gittiğimizde küçücük noktaları ile turizm açısından belki çok küçük bir değer olarak ifade edebileceğimiz hususların bile çok önemli turizm değeri haline dönüştürüldüğünü, bunun ambalajlandığını, bunun markalaştığını ve satıldığını ve de sunulduğunu görmekteyiz. Bu anlamda 2 gündür misafirler çok hızlı da olsa Burdur’un değişik noktalarına bir yüzey taraması niteliğinde hızlı bir tur yaptı ve bugünkü çalıştayla da bu yol ve yöntemin nasıl olacağı, rotalar belirlenirken nelere dikkat edilmesi gerektiği konuşulacak. Bundan sonra çalışmalarımızı buradan aldığımız güçle edindiğimiz bilgiyle daha ileriye götüreceğiz. Daha sonra bu projenin sonuç çıktılarını da güçlü bir ulusal tanıtım lansmanıyla da bütünleştireceğiz. Çalıştay ile Burdur’un bu alandaki turizm yolculuğunda çok sağlıklı ve güçlü bir yol alması noktasında önemli bir çalışma yapacağımızı düşünüyorum.” dedi.
Milletvekili Özçelik; “Yöremiz, Folkloru İle Çok Zengin”
Milletvekili Bayram Özçelik de bir konuşma yaparak, Burdur’un tanıtıma daha çok ihtiyacının olduğunu söyledi. Milletvekili Özçelik yaptığı konuşmasında; “Burdur için turizmden daha fazla pay almak üzere daha önce görüşmeler yapıldı. Bu çalışmaları tek sezon için değil bütün sezon için yapmak gerekiyor. Öncelikle kendi ilimizde kendi ilimizin insanına Burdur’u ne kadar tanıtıyoruz, bölge insanımıza ne kadar tanıtıyoruz bakmak gerekiyor. Daha sonra tüm Türkiye ve dünyaya tanıtım çalışmalarımızı yapmamız gerekiyor. Bu alanda ilimizin biraz daha uzmanlaşması gerektiğini düşünüyorum. Şehrin tamamını kapsayacak şekilde tanıtımlar olması gerekiyor. Sadece Sagalassos, Kibyra, İnsuyu Mağarası değil tüm alanda dikkat çekmemiz gereken kültürel miraslarımız var. Faaliyetlerimizi gelişigüzel yapmak istemiyoruz. Sizler turizm alanında çalışmaları bizlere aktarırsanız bizler de bunun arkasından gidip güzel neticeler almak istiyoruz. Biz bu turizmden daha fazla istifade edebilmenin yollarını araştıracağız. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesine, rektörümüze ve üniversite yönetimine teşekkür ediyorum. MAKÜ’nün çalışmalarına yetişemiyoruz. Biraz önce bizim yöremizin türkülerinden güzel bir sunum yapıldı. Yöremiz, folkloru ile çok zengin. Bunu biliyoruz ama çekici bir hale getiremedik. Ama MAKÜ’nün daha önce birincilikleri vardı bu yıl da Türkiye Üniversitelerarası Halk Oyunları yarışmasında birinci oldu. Bu da bizim bu yöndeki zenginliğimizi ortaya koyuyor. Bu çalıştayın güzel sonuçlar çıkaracağına eminim.” ifadelerini kullandı.
Vali Ali Arslantaş; “Burdur insanı, büyük şehirlerin keşmekeşinden uzaklaşıp zihnen ve bedenen dinginleşmek isteyen seyyahların maksutlarına ermelerine vesile olmak için biçilmiş kaftandır.”
Son olarak Burdur Valisi Ali Arslantaş da bir konuşma yaparak; “Turizm, dünya genelinde 250 milyonu aşkın kişiye istihdam olanağı sağlayan devasa bir sektördür. Bu rakamın küresel istihdamın %7,6’sına tekabül ettiği düşünüldüğünde sektörün global ekonomi içerisindeki yeri daha vazıh şekilde ortaya çıkmaktadır.
Burdur yalnızca bizlerin kalbinde değerli bir şehir olmanın ötesinde yolların ve kültürlerin kavşak noktasıdır. Hali hazırda Burdur turizminin baş unsurlarını; Sagalassos ve Kibyra antik kentleri, ilimizin kuru tarıma elverişli toprak yapısı sebebiyle üreticilerce tercih edilen ve lavanta yetiştiriciliğinin yan ürünü olarak ortaya çıkan lavanta bahçeleri ile son yıllarda ulusal basında sıklıkla yer alarak ülke çapında tanınırlığı artan Salda Gölü oluşturmaktadır. Buraya bir mim koyarak ekoturizmin mezkûr nakıslığın ikmali için şehrimize altın tepside sunulan bir armağan olduğu kanaatinde olduğumu belirtmek isterim.
Zira antik şehirleri, kervansarayları, konakları, gölleri, yaylaları, hayvancılığı, doğa sporlarına uygun topoğrafya ve coğrafyası, canlı folklor dokusu, geleneksel el sanatları, zengin müzik kültürü ve yöresel mutfağı ile muadillerine göre ucuz, sakin, güvenli bir şehre sahibiz. Tabiatı gereği sıcak kanlı ve misafirperver Burdur insanı, hususan büyük şehirlerin keşmekeşinden uzaklaşıp zihnen ve bedenen dinginleşmek isteyen seyyahların maksutlarına ermelerine vesile olmak için biçilmiş kaftandır.
Ulaşım, konaklama, yeme içme gibi ihtiyaçlarını, yerel hizmet sağlayıcılardan temin ederken, güler yüzün, tatlı dilin ve hasbiliğin tadına varacak olan yerli ve yabancı gezginlerin, bu keyfi tekrar yaşamak isteyeceklerine ve deneyimlerinden duydukları memnuniyeti her platformda anlatacaklarına yürekten inanıyorum. Elimizde un, yağ ve şeker mevcutken helva yapmak için tek ihtiyacımızın, profesyonel yönlendirme olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.
Sonuç toplantısından sonra çalıştaya katılan katılımcılar oturumlarını gerçekleştirdiler. Çalıştay sonuç toplantısı sonrasında da uzman görüşler değerlendirilerek alana katkı sunacak fikir ve düşüncelerin projeye aktarılarak uygulanması sağlanacak. Bütün bu çalışmalarla yerel, ulusal ve uluslararası kamuoyunda; Burdur’un sahip olduğu ekoturizm potansiyeli ile arkeolojik, kültürel ve doğal miraslarının tanıtılması ve tanınırlığının artırılması hedeflenmekte.