Kansas City Fed’in ev sahipliğinde 1978’den bu yana düzenlenen Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’nun bu yılki teması kapsamında, salgın sırasında ekonomik kısıtlamaların ortaya çıkışı ve arzla ilgili konuların nasıl sahneye geri döndüğü incelenecek.
Salgına verilen olağanüstü politika tepkisi doğrultusunda mali sürdürülebilirliğe ilişkin endişeler ve merkez bankası bilançolarının nihai boyutu gibi makroekonomik politikayı hangi kısıtlamaların bağladığına dair sorular da gündeme gelecek.
YATIRIMCILAR ‘ŞAHİN’ MESAJLARA HAZIRLANIYOR
Küresel yatırımcılar ise ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’nda yarın vereceği mesajlara odaklandı.
Fed’in yüksek enflasyon karşısında resesyon riskine rağmen agresif faiz artırımlarına devam edeceğine yönelik endişeler sürerken, Powell’ın yapacağı konuşmada Fed’in olası para politikası adımlarına ilişkin daha fazla ipucu aranacak.
Analistler, yatırımcıların kendilerini Jackson Hole’den gelecek ‘şahin’ tondaki mesajlara hazırladığını belirtti. Powell’ın enflasyonu düşürme taahhüdünü yinelemesinin beklendiğine işaret eden analistler, agresif bir sıkılaşma mesajı vermesinin beklendiğini kaydetti.
Goldman Sachs ekonomistleri ise Powell’ın temmuz ayındaki Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı sonrası verdiği sıkılaşma mesajlarına bağlı kalmasını beklediklerini belirtti.
FAİZ ARTIŞININ BÜYÜKLÜĞÜNE İLİŞKİN BELİRSİZLİK
Covid-19 salgınının tedarik zincirini bozmasıyla ortaya çıkan ve Rusya-Ukrayna savaşının emtia fiyatlarını artırmasıyla ivmelenen enflasyon, ABD’de büyük bir endişe kaynağı haline gelerek fiyat istikrarının sağlanması konusunda Fed’in üzerindeki baskıyı artırmıştı.
Ülkede yıllık enflasyon haziranda yüzde 9,1 ile 41 yılın zirvesine çıkarken, temmuzda 8,5 ile beklentilerin altında artış kaydetmişti.
Yükselen enflasyon karşısında geçen yılın son çeyreğinde para politikası tonu değişmeye başlayan Fed, mart ayından bu yana toplamda 225 baz puanlık faiz artırımına gitmişti.
Fed Başkanı Powell, son olarak bankanın temmuz ayında gerçekleştirilen FOMC toplantısının ardından yaptığı açıklamada, gelecek aylarda enflasyonun düştüğüne dair ikna edici kanıtlar arayacaklarını, faiz artışlarının hızının gelen verilere ve ekonominin gelişen görünümüne bağlı olmaya devam edeceğini vurgulamıştı.
Fed’in geçen hafta açıklanan temmuz ayı toplantı tutanaklarında ise enflasyon önemli ölçüde düşene kadar faiz artırımlarının devam edeceği vurgulanırken, sürekli değişen ekonomik çerçevede gereğinden fazla sıkılaşmaya gidilmiş olabileceğine dair risklere işaret edilmesi ikilem yaratmıştı.
Öte yandan Fed yetkililerinin açıklamaları ağırlıklı olarak 75 baz puanlık faiz artırımına işaret ederken bankanın son toplantısına ait tutanakların 50 baz puanlık artışa açık kapı bırakması ise Fed’in gelecek ayki toplantısında yapacağı faiz artırım büyüklüğüne ilişkin belirsizlikleri artırdı.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda da Fed’in eylül toplantısında yüzde 37,5 ihtimalle 50 baz puan ve yüzde 62,5 ihtimalle 75 baz puanlık faiz artışına gideceği tahminleri öne çıktı.
“ŞAHİN PARA POLİTİKASI NİYETİNİ YİNELEYECEK”
American Enterprise Institute (AEI) Kıdemli Uzmanı Desmond Lachman, enflasyonun hala 1981’den bu yana kaydedilen en yüksek seviyeye yakın olduğunu ve iş gücü piyasasının çok güçlü olduğunu söyledi.
Lachman, “Cuma günü Jackson Hole’de Fed Başkanı Jerome Powell, Fed’in enflasyonun önemli ölçüde düştüğüne dair çok açık işaretler görene kadar şahin para politikası duruşuna devam etme niyetini yineleyecek gibi görünüyor” dedi.
Yurt içinde ekonomik zayıflamanın başladığı ve yurt dışında ekonomik fırtınanın patlak verdiği bir dönemde agresif faiz artışlarına devam edilmesinin ABD’yi sert bir ekonomik inişe sürüklediğini belirten Lachman, “Fed’in yakında bu riski fark etmesini ve faiz artışlarının hızını düşürmesini ummak gerekiyor. Ancak, Powell’ın Jackson Hole’de bunu yapmasını beklemiyorum” diye konuştu.