Türklerin vazgeçilmezi, yaz aylarının en kurtarıcı ikilisi karpuz-peynire, ABD’li diyetisyenden hem onay hem de uyarı geldi: “Meyve en kötü şeker türü fruktoza sahip ama aynı zamanda lif ve potasyum açısından son derece zengin. Kendi içinde iyi kötü dengesi var
ABD’de 120 binin üzerinde baskı yapan ‘Doğal Yağ Kaybetme Eczanesi’ kitabının yazarı Prof. Dr. Harry Preuss, iyi bir diyette en önemli noktanın her şeyi bir denge içinde tutmak olduğunu belirterek, yaz aylarıyla birlikte yeniden gündeme gelen karpuz – peynir diyetine tehlikelere dikkat çekerek onay verdi.
Georgetown Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harry Preuss, 22 Mayıs Avrupa Obezite Günü öncesi, ikinci kez geldiği Türkiye’de, Antalya’da düzenlenen 35’inci Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi’ne katıldı. 20 yıl öncesine kıyasla artık sokaklarda daha çok şişman insan olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Preuss, dünya genelinde artan obezitenin altında, ailesel alışkanlıklardan kültürel etkilere, yeni oluşan beslenme şekillerine ve hareketsiz bir yaşama kadar birçok sebep bulunduğunu söyledi.
Obezitenin bu çok yönlü durumunu anlatmak için ‘Globalzite’ kavramını öneren Prof. Dr. Preuss, “Obezite her ekonomik düzeydeki insanın sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Bunun ekonomik düzeyle çok alakalı olmadığına dikkat çekmek istiyorum. Zengin insanlarda büyük masalarda, her türlü yiyeceğin bulunduğu masalarda yedikleri akşam yemekleri ve buna eşlik eden sosyal içicilikle obezite ortaya çıkarken fakir insanlarda ise yüksek düzey karbonhidrat tüketimi obeziteye neden oluyor” diye konuştu.
YAĞIN VE ŞEKERİN SAVAŞI
Artık her türlü yiyeceğe her yerde ulaşılabildiğini ve yüksek kalorili çok fazla yiyeceğin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Preuss, hareketsiz bir yaşam içinde insanlarının harcayamayacağı kadar kalori aldığını kaydetti.
İnsanlarda son 5 yılda şekerin kan basıncını etkilediğine ilişkin farkındalık başladığına dikkati çeken Prof. Dr. Preuss, şekerin kan basıncı üzerindeki etkisini vücutta yağ birikimini artırması olarak açıklarken, bu yağlanmanın özelikle bel çevresinde oluştuğunu belirtti. Prof. Dr. Harry Preuss, bu noktada özellikle çayda, kahvede tatlandırıcı olarak kullanılan sofra şekerinin yarattığı tehlikeyle dikkat çekti. Bu tip şekerde fruktoz ve glukozun birlikte bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Preuss, “Türkiye’de durumu bilmiyorum ama sadece Amerika’da sadece şeker kamışından gelen, sadece glukoz içeren ürünleri kullanıyoruz” dedi.
‘MEYVELER BİR İYİ BİR KÖTÜ’
Prof. Dr. Preuss, meyvelere özel bir parantez açarak meyvelerin ‘en kötü şeker’ olarak işaret ettiği fruktoz içerdiğini söyledi. Fare deneylerinde sadece fruktoz verilen deney hayvanlarında yağlanmanın glukoz verilen gruba göre daha fazla olduğunu kaydeden Prof. Dr. Preuss “Meyve en kötü şeker türü fruktoza sahip ama aynı zamanda lif ve potasyum açısından son derece zengin. Yani meyve kendi içinde iyi kötü dengesine sahip. Fruktozun tek iyi yanı çok tatlıdır. Bu nedenle çok fazla tüketemezsiniz” diye konuştu.
Beslenme uzmanı Prof. Dr. Preuss, yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte Türkiye’de karpuz – peynir diyetinin yeniden gündemde olacağının hatırlatılması üzerine, aşırıya kaçmamak kaydıyla bu tip diyetin zararlı olmadığını söyledi. Karpuzun çok tatlı bir meyve olmasına karşın iyi bir meyve olduğunu ve kendisinin de tükettiğini belirten Prof. Dr. Harry Preuss, “Karpuzun içinde vücuda yararlı kimyasallar da var. O artık kendi içinde iyi kötü dengesine sahip” ifadelerini kullandı.
EN ÖNEMLİSİ DENGE
Beslenme biliminde her gün yeni bir şeylerin ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Preuss, beslenme alışkanlıklarına ilişkin şunları söyledi:
“En önemli nokta her şeyi belirli bir dengede tutmak. Amerika’da, bir sağlık politikası olarak da ortaya çıkan, insanların aldıkları gıdaların etiketine yağ oranına bakmaları tavsiye ediliyor. Ama sadece yağa bakmanın bir anlamı yok. Yağdan kaçarken şeker yiyor olabilirsiniz. Gıda etiketlerinde önce kalori ve peşinden rafine karbonhidratların oranına bakmak gerekiyor. Hayatı uzatmanın yolu alınan kaloriyi azaltmaktan, rafine karbonhidratlardan beyaz un, şeker, nişasta, patates, pirinç gibi ürünlerden uzak durmaktan geçiyor. Nişasta emilimini azaltıcı, karbonhidratı bloke edici besin desteklerinin de kullanılmasını önemsiyorum.”
PROTEİN DİYETLERİNE DİKKAT!
Prof. Dr. Harry Preuss, bir soru üzerine, son yıllarda Türkiye’de son derece yaygın olan protein diyetlerinin ABD’de yıllarca önce bırakıldığını söyledi. Bu tip diyetlerin pahalı olmasının yanı sıra ilerleyen dönemde kardiyovasküler problemler ve böbrek sorunlarını ortaya çıkardığını belirten Prof. Dr. Preuss, diyette karbonhidratı sıfıra indirmenin günlük enerji düzeyi anlamında sorunlu olduğunu kaydetti.
PROF. DR. HARRY PREUSS KİMDİR?
Georgetown Üniversitesi Tıp Merkezi İç Hastalıkları, Fizyoloji, Biyokimya, Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harry Preuss, 220’den fazla karşılaştırmalı klinik çalışma, 190 genel tıp makalesi, 7 patent ve 250’den fazla abstrakta sahip. Son yayınlanan kitabı ’Doğal Yağ Kaybetme Eczanesi’ 120 binden fazla satıldı. Amerikan Beslenme Koleji’nin tarihinde seçilmiş 9’uncu masterı olan Dr. Preuss, tarihte Amerikan Beslenme Koleji Başkanlığına 1998, 2008 ve 2011 yıllarında üç defa seçilmiş tek isim. Dr. Preuss, halen, 1959 yılında kurulan Amerikan Beslenme Koleji’nin başkanlığını sürdürüyor.
Emre BAYLAN/ANTALYA, (DHA)