Yaz aylarında bronz bir cilde sahip olmak estetik açıdan hoş bir görünüm sağlasa da ultraviyole ışınlarına uzun süreli maruz kalmak, deri kanserine ve derinin çabuk yaşlanmasına yol açıyor
Prof. Dr. Dilek Bayramgürler, yaz aylarının gelmesiyle birçok insanın tatil için sahilleri tercih ettiğini belirterek, güneşin, insanların kendisini iyi hissetmesini sağladığını ve insan psikolojisi üzerinde genellikle olumlu etkisi olduğunu söyledi.
Güneşlenmenin deri sağlığı açısından bazı olumsuzluklara neden olduğunu ifade eden Bayramgürler, bronzlaşmanın, derinin güneş tarafından zarar gördüğünün işareti olduğunu kaydetti.
GÜNEŞ YAŞLANDIRICI BİR ETKİYE SAHİP
Bayramgürler, dermatologların bronzlaşmayı güneş hasarı olarak kabul ettiklerini dile getirerek, “Güneşlenmede kabul ettiğimiz bir gerçek, haftada 1 ya da 2 gün, avuç içi bölgesi kadar bir cilt alanın güneş görmesi D vitamini sentezi için yeterli. Her gün saatlerce güneşlememize gerek yok. Güneş, derimizdeki tüm hücrelerimiz üzerinde yaşlandırıcı bir etkiye sahip. Güneş, derinin bağışıklık sistemini baskılıyor ve deri kanserleri gelişimine zemin hazırlıyor. Güneşi, deri kanserlerinin en büyük sorumlusu olarak kabul ediyoruz. Bunun yanı sıra güneş, deri yaşlanmasına yol açan en önemli dış etkendir” diye konuştu.
‘DERİ KANSERLERİ, SON 20 YILDA 2 KAT ARTTI’
Bütün organlar gibi derinin de yaşlandığını belirten Bayramgürler, deri yaşlanması konusunda insanların kontrol edebilecekleri en önemli faktörün güneşten uzak kalmak olduğunu bildirdi.
Bayramgürler, deri kanserlerinin insanlarda en sık görülen kanser türlerinden olduğunu ifade ederek, “Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, kanser tanısı konulan her 3 olgudan biri, deri kanseri. Deri kanserleri, son 20 yılda en hızlı artış gösteren kanser türleri arasında. Bu kanser türü 20 yıl öncesine göre 2 kat artış gösterdi. Bunda da toplumun güneşlenme alışkanlıklarındaki değişiklikler önemli rol oynuyor” şeklinde konuştu.
SOLARYUM MERKEZLERİNDE KONTROLSÜZ VERİLİYOR
Türkiye’de son 15-20 yılda solaryum merkezlerinin çok yaygınlaştığını dile getiren Bayramgürler, bu merkezlerde güneş ışınlarının insanlara çok yüksek dozda ve kontrolsüz şekilde verildiğini belirtti.
Bayramgürler, bu merkezlerde hekim kontrolü olmadan söz konusu işlemlerin gerçekleştirildiğini kaydederek, bronzlaşmanın insanların hoşuna gittiğini ancak yurtdışında bu merkezlerin kapatılmasının gündeme getirildiğini vurguladı.
EN SIK GÜNEŞ GÖREN YERLERDE ORTAYA ÇIKIYOR
Deri kanserlerinin erken teşhis edilerek önlenebildiğini belirten Bayramgürler, genetik faktörlerin bazı deri kanseri türleri için önemli olduğunu ancak dış etkenler arasında güneşten uzak durmanın kanseri önlemede önemli rol oynadığını söyledi.
Bayramgürler, güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde dışarıda bulunulmaması gerektiğini dile getirerek, “Bunun dışında da yüksek koruma faktörlü güneş koruyucuları derimize sürmemiz lazım. Geniş kenarlı şapka ve gözlükler kullanabilir. Deri kanserlerinin gözle görülebilir olması diğer kanser tiplerinden ayıran en önemli özellikleridir, bunun için derimizi kontrol etmemiz gerekiyor.
Bu kanserler, insanların en sık güneş gören yerlerinde oluyor. Bazı deri kanseri tiplerinde, özellikle çocukluk çağında alınan toplam güneş miktarı önemli. Çocukların güneşten korunmasına dikkat etmeliyiz. Bazı deri kanserlerinin oluşumunda ise su toplamalarının eşlik ettiği ağır güneş yanıkları önemli” ifadesini kullandı.
> ong>İNSANLAR BİLİNÇLENDİRİLECEK
Güneşten korunmak için Avrupa’da çeşitli çalışmalar başlatıldığını belirten Bayramgürler, “EuroMelanom” kampanyası doğrultusunda deri kanserleri ile ilgili değişik ülkelerde sunumlar yapıldığını söyledi.
Bayramgürler, bu yıl Türkiye’de ilk kez bu programların gerçekleştirileceğini ifade ederek, 24-28 Haziran tarihlerinde yaklaşık 20 ilde deri kanserleriyle ilgili farkındalığı arttırma çalışmalarının yapılacağını bildirdi.
Çalışmalar doğrultusunda ücretsiz deri muayeneleri yapılacağını kaydeden Bayramgürler, bu projenin insanların bilinçlenmesi için çok önemli olduğunu söyledi.