Burdur’a seyahat planlayanlar için aradığınız rehber bu makalede.”Burdur’da nereleri gezebilirim? bu memlekette ne var gezilesi yer?” diyorsanız tam adresindesiniz.
Evet Burdur ili küçük ama turizm açısından önemli bir yer.Karayolları ile ulaşım açısından Burdur çevre illeri bakımından zengin, komşu illeri
sayısı fazla. Başlıca Antalya olmak üzere, Isparta, Afyon, Muğla, Denizli olmak üzere 5 il ile sınır komşusu ve saydığım iller üzerinden karayolu ile Burdur’a ulaşabilirsiniz.Hava ulaşımı ile Burdur’a ulaşmak istiyorsanız, Burdur-Isparta Süleyman Demirel Hava Limanı Burdur’a 25 km uzaklıkta ve Antalya Havalimanı’nıda 135 km uzaklıkta.
Burdur’a ulaştık nereyi gezicez kardeşim diye bir soru sordunuz gibi. Öncelikle nereye gitmek istiyorsunuz.
Biraz tarihi mekanları gezelim mi?
ULU CAMİ
Burdur Merkez’de bulunan tarihi ULU CAMİ; Pazar mahallesinde yüksek bir tepe üzerindedir. Vakıf kayıtlarına göre Hamitoğlu Dündar Bey tarafından yaptırılmıştır. 1749 yılında Çelik Mehmet Paşa tara fından onarılmıştır. 1914 depreminde bir onarım daha geçirmiştir. Kuzey, doğu ve batısında üç kapısı vardır. İçten yarım kubbelidir. Kuzey kapısı yönündeki ikinci cemaat yerini üç kubbe örtmektedir. İki adet minaresi vardır.
BAKİ BEY KONAĞI
Merkez Değirmenler Mahallesindedir. 17.yy. Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örneklerindendir.
Konak, zemin katı pencere bitimine kadar devam eden taş temelin üzerinde ahşap ve kalın masif kerpiç duvarlardan oluşmuş iki katlı bir yapıdır. Üst kata taş merdivenle çıkılmaktadır. Üst katın bahçeye ve ara sokağa bakan geniş bir eyvanı vardır. Eyvanın tavanı çıtalarla süslüdür Çıtaların arası da yeşil, kırmızı toprak boyalarla süslenmiştir. Konağın beşik çatısı alaturka kiremitlerle örtülmüştür. Saçağın ahşap yüzeyleri de aynen eyvanın tavanı gibi yeşil, kırmızı toprak boyalarla süslü çıtalarla donatılmıştır. Direkler arasındaki boyalı süslü sivri kemerler, eli böğründeler, geniş ve boyalı çıkma çıtalı bu saçaklık mimariyi tamamlayan aksesuarı oluşturmaktadır.
TAŞ ODA
17.yy.dan kalma Osmanlı sivil mimari örneklerinden biridir. Bina iki katlıdır. Birinci kat taş, ikinci kat kerpiç ve ahşap yapı malzemesi ile inşa edilmiştir. Özellikle Başodanın doğu duvarı ve altındaki sivri kemerli iki yanı açık ahır kısmı kesme köfeki taşındandır. Ev, bahçenin batı kısmına yerleştirilmiştir. Birinci kata çıkışı sağlayan merdiven sahanlığının altı, aynı zamanda çeşmedir. Kesme taş bloklardan yapılan bu çeşme, bugün de kullanılmaktadır. Evin zemin katında sivri kemerli ahırdan başka, iki büyük, bir de küçük oda vardır.
Ahşap korkuluklu merdivenle önce ikinci kattaki sofaya çıkılır. Dikdörtgen biçimdeki sofanın güney ve batı cephesi boyunca odalar sıralanır. Kuzey kısmında ise bir köşkü bulunur. Bu sofa çıtalarla oluşturulmuş kafesler ile dışa kapatılmıştır. Sofanın çatı kısmı ahşap çıtalarla çakma tekniğinde yapılmış olup, çıtalar ve çıtalar arasındaki büyüklü küçüklü üçgenler; mavi, kırmızı ve yeşil renklerle boyanmıştır. Sofanın kuzey kısmında başoda yer almaktadır.
Başoda bol pencerelerle ışıklandırılmıştır. Ahşap yüklük, dolap, davlumbaz, tavan ve pencere pervazlarının kalem işi altın-gümüş varak kaplı süslemeleriyle yapının en göz alıcı odasıdır. Kuzey yönde tabandan yükseltilmiş seki odayı ikiye ayırdığı gibi, tavanı da ikiye bölmektedir. Bu ayırma, sofadaki gibi duvarlara bitişik yükselen, üzerleri kalem işi enine zikzak motiflerle süslü, alt ve üst kısımları kum saati biçimli-oymalı beş yüzlü sütün çelerdir.
Bu sütün çelerin aynısı tavana da yatay olarak yapılmıştır. Odanın girişinde yüklük boyunca zeminden alçaltılmış dar bir pabuçluk yer alır. Odanın ışıklandırılması iki yönden, iki sıralı pencerelerle sağlanmaktadır. Bunların içindeki vitray pencereler odaya ayrı bir güzellik vermektedir. Alt sıra pencerelerin dış kısımları, demir lokmalı parmaklıklı ve düz ahşap kepenklidir. İç kısımları ise; pervazlar kalem işi çiçek motifli ve pencere ve dolap aynalarında alçı kabartma ve altın varak kaplı harflerle Osmanlıca ve Farsça olarak yazılmış birer mısralık, konağı ve sahibini öven yazılar bulunmaktadır. Binanın, Başodadan başka sofaya açılan dört odası daha vardır. Bu odaların sofaya açılan ahşap kapaklı pencereleri, sofadan odalara ışık girmesini sağlamaktadır. Bitişiğindeki oda, bir kapı ile Başodaya geçişlidir. Güney cephede alçı şerbetlikle, ahşap tavan işlemesiyle geleneksel Türk evi karakterini yansıtan ikinci bir Başoda yer alır.
MISIRLILAR EVİ
Merkez Oluklaraltı caddesindedir. 19.yy. yapısıdır. İki katlı, taş temel üzerine bağdadi olarak yapılmış olup, çatısı alaturka kiremit ile örtülmüştür. Alt katta kışlık odalar ve kiler, üst katta ise ortadaki ince uzun sofaya açılan dört oda yer almaktadır. Tavanlar ahşap işlemelidir. Bol sayıda pencereler ışıklandırmayı sağlar ve ahşap kepenklidir. Odaların alçı şerbetlikler, ahşap yüklükler, ahşap tavan ve tabanlar ortak özellikleridir. Başodanın tavan süslemeleri ve alçı şerbetliği diğerlerine göre daha özenlidir. Tavanda dairelerle oluşturulmuş, çiçek motifleriyle bezenmiş bir orta göbek ve bunu çevreleyen baklava dilimi motiflerle süslü bir bordür yer almaktadır.
SAGALASSOS ve KIYBRA
Biraz da Antik Kentleri ziyaret edelim.Burdur’a 33 km uzaklıkta Ağlasun İlçesi’nde ‘Sagalasssos’ antik kenti, Gölhisar İlçesi’nde 110 km mesafede bulunan ‘Kibyra’ antik kenti’ arkeolojik açıdan çok önemli ve değerli kalıntılardı.Sagalassos Traian döneminin arkeolojik özelliklerini yansıtırken, Kiybra İ.Ö. 189 yıllarda Helenistik döneminden Roma’nın hakimiyetine kadar dönemin insanlarının yaşam alanı olmuştur. Bu Antik Kentleri gezebilir Burdur’un tarihini de yaşayan medeniyetleri iz bırakan kalıntılarını görebilirsiniz.
Evet bu kadar tarih yeter biraz da serinleyelim diyorsanız size bir tavsiyem olacak, müthiş bir göl berrak şifalı suyuyla deva bulacaksınız. YÜzmesi de eğlenceli okyanus gibi bir göl. Bahsettiğim göl Salda Gölü Burdur’un Yeşilova ilçesinde, ilçe merkezine 4 km Burdur Merkeze 70 km uzaklıkta, ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyal ovalarla çevrili hafif tuzlu tektonik bir göldür. Göller bölgesi içindedir. Yüzölçümü yaklaşık 44 kilometrekaredir. 184 metreye varan derinliği ile Türkiye’nin en derin gölüdür.
İNSUYU MAĞARASI
Biraz serinledikten sonra sizi mağara ziyaretine götüreceğim. Türkiye’ nin en derin mağaralarından İnsuyu Mağarası;
Burdur İnsuyu mağarası, Burdur Antalya karayolu üzerinde, Burdur’a 13 km uzaklıkta bulunan ve ülkemizde turizme açılan ilk mağaralardandır. İnsuyu Mağarasında; karstik yapının zamanla erimesi ve aşınması sonuc, Mağara içinde sarkıt ve dikikler meydana gelmiştir. Ayrıca, girintili çıkıntılı çeşitli yönlere açılan dehlizler bulunmaktadır.
1965 de turizme açıldığı zaman bu dehlizlerde küçüklü büyüklü 9 adet göl vardı ve bu göller arasında kesintisiz bir bağlantı ile belirgin bir akış vardı. İç yapıda meydana gelen tabiat harikası teşekkül tarzları dikkate alınacak olursa mağaranınbinlerce yıl önce meydana geldiği tahmin edilmektedir.
Evet bazıları Burdur’u küçük görüp gezilecek yeri yok demesin, gezilesi birçok yeri olduğunu gördük. Bir gün Burdur’u gezmek, ziyaret etmek isteğiniz oluşursa bu makale size yardımcı olacaktır.
Unutmayın, Çok okuyan değil çok gezen bilir…