Değerli okurlarım merhabalar. Bu ay ki köşe yazımda Burdur’un yol ticaretini ele alacağım. Belki de yine mi diyeceksiniz ancak Burdur, yol ticaretinden hakkını alana kadar yazmaya devam edeceğim.
Burdur, son yıllarda kabuğunu çatlattı ancak henüz kıramadı. Kimine göre 100 binlik nüfusu geçme hedefi yani psikolojik eşik, kimine göre ise öğrenci, sanayi, turizm, tarım ve hayvancılık sektörlerinin patlaması. Bana göre hepsi. Burdur, kabuğunu kıracaksa bahsettiğimiz bütün sektörlerde patlama yapması gerekiyor.
Peki, Burdur’un kabuğunu kırması için ekonomik desteklere ihtiyacı yok mu? Tabi ki var. Nasıl ülke ekonomisine döviz giriyor da piyasalar rahatlıyorsa, il içerisine giren sıcak para da il piyasasını rahatlatıyor.
Kredi kartlarıyla, çeklerle, para transferleri ile yoğun bir ticaret döngüsü içerisinde bankalarda dolaşan para il ekonomisine direk olarak katkı sağlamıyor.
Bana göre sıcak parayı il ekonomisine nasıl çekilir sorusunun en kolay yolu ise yol ticaretidir. Burdur’u bir köprü olarak hayal edersek; Denizli, Afyon, Muğla, Isparta ve Antalya illerini birbirine bağlayan dört kollu bir köprü desek yeridir.
Burdur’da günde yaklaşık 10 Bin aracın geçtiği vurgulanıyor. Peki bu kadar araç trafiğinden istediği ve hak ettiği katma değeri il ekonomisine sağlayabiliyor mu? Cevabı ise maalesef koca bir “hayır”.
Burdur-Fethiye karayolu duble yolunun tamamlanmasıyla birlikte günde geçen araç sayısının katlanacağı ifade ediliyor, peki bunlar şimdiden bilinirken neden benim güzel Burdur’umun yollarında, sağında solunda dinlenme tesisleri, satış mağazaları, outletler, plazalar bulunmuyor?
Eğer yatırım yapmaktan korkuluyor denilirse anlarım, saygı duyarım. Bilinen bir gerçekten bahsetmek gerekirse Burdur’da banka hesaplarında milyonlarca lira yatan paradan bahsediliyor. Yatırım yapmaktan korkumuz yok düşüncesi var da bu yollara neden yatırım yapılmıyor? Yanıtı kolaycılık mı? “Faizden para kazanmak varken, neden paramı risk edeyim kardeşim” mantığı mı? Bu sorunun yanıtını kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Ben istiyorum ve buradan çağrıda bulunuyorum ki; elinde yatırım yapmaya yetecek parası olanlar var ise veya her şeye rağmen belki “sermayem yok ama mangal gibi yüreğim, ateş gibi cesaretim, yıldırım gibi enerjim var” diyorsanız Burdur’un yol ticaretine yatırım yapmanın tam zamanıdır. Yer temini, iyi bir fizibilite ve mantıklı bir proje ile Burdur’un yol ticaretinden inanılmaz katma değer hem yatırımcıya hem de il ekonomisine büyük katkı sağlaması kaçınılmazdır.
“Korkanın çocuğu olmazmış” derler, doğru bir deyimdir. Biraz cesur olmak gerek. Belki ilk etapta yatırımın karşılığı kısa sürede sağlanmayacaktır ancak her yatırımda olduğu gibi biraz sabır ve gayret ile Burdur’un yol ticaretinden verim almak mümkün olacaktır.
Başa dönersek Burdur, kabuğunu kıracaksa öncelikle cesur girişimcilere ihtiyacı vardır.