CHP Burdur İl Başkanı Süleyman Erman, ülke gündeminin baş sırasında yer alan dershanelerin kapatılması konusuyla ilgili konuştu.
Erman:
Hepimizinde bildiği gibi şu an gündem AKP iktidarının her zamanki gibi fütursuzca ortaya attığı ‘dershaneler kapatılacak’ iddiası ile çalkalanmaktadır.
11 yıldır eğitim sistemi ve öğrenciler üzerinde uyguladıkları kötü politikalara bir yenisini eklemektir bütün amaçları.
Dershanelerin kapatılması fikri bile dershanelerde çalışan öğretmenlerde, öğrenci ailelerinde ve öğrencilerde büyük bir tedirginlik yarattı.Şu anda 11. sınıfta okuyan öğrencileri önümüzdeki yıl büyük bir kaos beklemektedir. Eğitim sisteminde yaşanan bu tedirginlik öğrenci başarısı ve öğrenci hedeflerinin sekteye uğramasına neden oldu. Birçok veli eğitim adına kaygılanmaya başladı. Dershanelerin kapatılması demek birçok insanın işini kaybetmesi demektir. Ülkemizde 4500 civarı dershane vardır. Bu dershanede ortalama 50 bin öğretmen görev almakta, 30 bin hizmetli çalışmaktadır. 80 bin insanın işini kaybetme tehlikesinin olması bu insanların geleceğe kaygı ile bakmasına neden olur.Aileleriyle birlikte bu rakamın 100.000 leri bulacağı unutulmamalıdır.
Bu durum Burdur’da da farklı değildir.Eğitim kenti olan Burdur’da 7 dershanede,binlerce öğrenci eğitimin eşitsizliğinden kaynaklanan olumsuzluğu lehine çevirmeye çalışmakta,bu dershanelerde,yüzlerce öğretmen ve bir o kadarda çalışan bulunmaktadır.Bu insanlar açlıkla karşı karşıyadır.Anne,Baba,Kardeşlerde yaratacağı tramvayı ise hesaba bile katmıyoruz.
Dershaneler eğitim sistemimizin bir sonucudur. Ülkemizde ideal eğitim sistemi oluşturulmadan, eğitimin niteliği yükseltilmeden dershanelere olan ihtiyaç asla bitmeyecektir. Ekonomik durumu iyi olan aileler daha da pahalı özel öğretmen tutma yoluna giderek fazla zarar görmeyecektir. Ancak ekonomik durumu iyi olmayan aileler bu hizmeti alamayacak ve eğitimde fırsat eşitsizliği olacaktır…… Daha iki gün önce konu, Bakanlar Kurulu’nda görüşülmüş ve hükümet adına konuşan Sayın Bülent Arınç, bütün Türkiye’nin gözü önünde konunun ‘paydaşlarla görüşülerek’ bir çözüme bağlanacağını, endişe edecek bir durum olmadığını,müsterih olunmasını ifade etmişti. Dün, Başbakan’ı dinleyince gördük ki, paydaşlarla görüşülecek bir konu yok,Hükümet, kamuoyundan gelecek tekliflere, alternatif çözüm yollarına kapalı.Bu neyin kinidir? Özel teşebbüsün, öğretmenlerin alın terleriyle kurdukları kurumları ‘dönüştüreceğim’ diyerek kapatma kararı verilmiş. Oysa infialde olan dershaneciler, öğrenciler, bu kurumların ‘dönüştürülmesini’ istemiyor.Dönüştürme dediğiniz olayda milyon liralarla olacak bir eylemdir.Arsa tahsisi ile iş bitmez.Burdur da hangi dershane özel okula dönüşebilecektir,merak ediyoruz. Yapmaya çalıştığınız, klasik liberal demokrasinin ekonomik ve siyasal temellerini değiştirmeden, sosyal güvenliğin sağlanması, işsizliğin önlenmesi, emeğiyle yaşayanların korunması ve yaşam düzeylerinin yükseltilmesi yoluyla sosyal eşitsizlikleri giderme işlevini yüklenen devlete denir,diye tanımlanan Sosyal Devletin neresine uymaktadır. Bir hükümet,toplumla ve toplumun önemli paydaşlarıyla bu kadar ters düşebilirmi? Kiminle, neyin savaşını veriyorsunuz? Dershane konusu, “kapattım oldu”, denilerek çözülemez. Bu, kanayan bir yaradır ve dershanelere, ihtiyaç kalmadığı güne kadar da sorun tartışılmaya devam edecektir.
