Davraz Yaşam Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç.Dr. Hasan Cem IRKILATA ile çocuklarda idrar kaçırma hakkında yaptığımız röportajı siz değerli Burdurweb Dergisi okurları ile paylaşıyoruz:
*Çocuklarda idrar kaçırma ne sıklıkta izlenmektedir?
Çocuklarda idrar kaçırma sadece gece uykuda altını ıslatma şeklinde ortaya çıkıyorsa 5 yaşını dolduran çocukların %15’inde görülmekte, ancak her yıl %15’i kendiliğinden düzelmekte ve 15 yaşlara gelindiğinde çocukların sadece %1’inde izlenmektedir. Gündüz idrar kaçırmanın ise ülkemizde yapılan bir çalışmada ilkokul çocuklarının %8’inde izlendiği görülmüştür.
*Çocuklarda idrar kaçırma başka önemli sağlık sorunları ile birlikte olabilir mi?
Özellikle gündüz idrar kaçıran çocuklarda bu durum idrar yolu enfeksiyonu, mesane bozukluğu, mesaneden böbreklere idrar kaçması ve böbrek yetmezliği gibi daha önemli durumlara neden olabilir. Bu nedenle çocuklarda idrar kaçırma böbrek ve mesane fonksiyonları açısından ayrıntılı olarak tetkik edilmelidir.
*Çocuklarda idrar kaçırma durumunda ne gibi tetkikler yapılmalıdır?
İdrar kaçıran çocukta birlikte olan belirtiler sorgulanır. Tahlil olarak idrar tahlili, işeme günlüğü (içilen sıvı ve yapılan idrar miktarının ölçülerek kaydedildiği çizelge), işeme testi ve böbrek-mesane ultrasonu yapılmalıdır. Gece altına yapan çocuklarda gece beze işenen ve sabah ki ilk işenen idrar miktarı ölçülerek gece toplam idrar miktarının hesaplanması yapılacak tedaviyi belirlemek için gerekli olabilir.
*Çocuklarda gündüz idrar kaçırmanın kaç farklı alt tipi söz konusudur?
Mesanede aşırı aktivite en sık izlenen alt tiptir. Çocuk sıkışma hissi ile sıksık tuvalete gider, ancak az miktarda idrar yapar. Mesanenin hassasiyeti artmış ve sıklıkla artmış bir mesane kası aktivitesi söz konusudur ve buna bağlı olarak mesane çok az miktarda idrar depolayabilmektedir. Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, obstrüktif uyku apne sendromu ve hiperkalsüri gibi bazı durumlar ile birliktelik görülse de bunlar nadiren sebeptir. Diyet ve emosyonel durumlar mesane de aşırı aktiviteyi tetikleyebilir.
Disfonksiyonel işeme ise ikinci en sık durumdur. Burada işeme esnasında çocuk idrar tutma kaslarını gevşetmesi gerekiriken kasar. Bu durumda işeme esnasında kesintili idrar yapma, idrarı tam boşaltamama ve mesanede idrar kalması gibi belirtiler izlenir. Mesanede idrar kalması da bu çocuklarda tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabilir.
Bunun dışında daha nadir izlenen bazı durumlar da vardır ve bu durumlar ancak yukarıda belirtilen ayrıntılı değerlendirme ile teşhis edilebilir.
*Çocuklarda idrar kaçırmanın tedavisi nasıldır?
Gece idrar kaçıran çocuklarda genel önerilerin yanında eğer gece ölçülen idrar miktarı fazla ise anti-diüretik hormon analoğu olan desmopressin ilk tedavi seçeneğidir. Diğer çocuklarda veya desmopressin başarısız olursa alarm tedavisi önerilmelidir. Bazen alarm+desmopressin birlikte kullanılması gerekebilir. Tedaviye cevap vermeyen çocuklardan bir kısmında idrar tutma kaslarında zayıflık söz konusu olabilir. Bu çocuklarda idrar tutma kaslarının çalıştırılmasına yönelik Davraz Yaşam Hastanesinde de uyguladığımız bio feedback tedavisi ile başarı sağlanabilir. İmipramin de bir diğer tedavi seçeneğidir.
Gündüz idrar kaçıran çocuklarda öncelikle genel öneriler yapılmalıdır. Aşırı aktif mesaneli çocuklarda mesaneyi gevşeten antimus Karinik denilen ilaçlar ilk seçenektir. Disfonksiyonel işemeli çocuklarda ise idrar tutma kaslarının gevşemeyi öğrenmesine yönelik biofeedback tedavisi ilk seçenektir.
*Çocuklarda idrar kaçırmaya yönelik yeni araştırmalarla ilgili görüşleriniz nelerdir?
Esasen işemeyi ve idrar tutmayı kontrol eden omurilik, beyin sapı ve özellikle beyindeki merkezlerde sinirsel olgunlaşmada bir gecikme ve koordinasyonsuzluk söz konusu olduğu düşünülmekte. Beyindeki bu merkezlere yönelik organdan gönderilen uyarımlar adeta bir reset tuşuna basar gibi bu merkezlerin koordinasyonunu ve olgunlaşmasını sağlamaktadır. Bu nedenle hastanemizde de uyguladığımız biofeedback tedavisi sadece idrar tutma kaslarının kasılması ve gevşemesini sağlamakla kalmamakta, aynı zamanda beyindeki bu merkezlere de uyarımlar göndererek kalıcı tedaviyi sağlamaktadır.
Ankara’dan Prof. Dr. Murat DAYANÇ ve birlikte çalıştığı Fizyoterapist Yelda PEKBAY ile hastanemiz çalışanlarından Üroloji Uzmanı Oğuz ERGİN ve Fizyoterapist Zeynep ACAR’ın da katkıda bulunduğu bir konu da bu çocuklarda “pelvic taban kas aktivitesi” ölçümüdür. Yaptığımız çalışmalarda EKG çekiminde kullanılan basit 2-3 adet yüzey elelektrod kullanarak idrar kaçıran çocuğun idrar tutma kaslarını da içeren pelvic taban kasları denilen yapıların kuvveti ölçülmektedir. Yukarıda da bahsedildiği gibi bu çoçuklarda alt tipine gore pelvic taban kaslarında zayıflık, aşırı kasılma veya kaçırmayı önlemek için devamlı kasılmaya bağlı kas yorgunluğu, kasılmayı sürdürememe söz konusu olabilmektedir. Bu sayede hem tedavi öncesi bu durum belirlenmekte, hem de tedavi sonrası bu kas problemlerinin düzelip düzelmediği saptanabilmektedir.
Yaptığımız ve aşağıda sunduğumuz 3 bilimsel çalışmamız
- A new evaluation method for children with bladder bowel dysfunction: Pelvic floor muscle activity (PFMA).
- The effects of pelvic floor muscle rehabilitation (PFMR) on symptoms, voiding and pelvic floor muscle parameters in children with overactive bladder.
- Lower urinary tract dysfunction in children with hypermobility of joints
26-29 Eylül 2018 tarihlerinde İtalya’nın Roma şehrinde düzenlenen Uluslarası Çocuk Kontinans Derneği kongresinde sunulmuş ve ilk çalışmamız ödüle layık görülmüştür.
Bu sonuçtan da anlaşılacağı üzere, idrar kaçıran çocuklarımıza Davraz Yaşam Hastanemizde uyguladığımız başarılı tedavi çalışmalarımız aynı zamanda bilimsel boyutları ile de uluslararası platformda hastanemizi taçlandırmıştır.