Burdur Şeker Fabrikasının özelleştirilmesinin iptalinin yankıları sürüyor. Burdur Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp yazılı açıklamada bulundu. Burdur Şeker Fabrikasının Burdur’un ağır sanayisi olduğunu vurgulayan Gündüzalp, önemli açıklamalarda bulundu.
Özelleştirme İdaresi tarafından satışı yapılan Burdur Şeker Fabrikası’nın, satın alan firmanın yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle, satışının iptal edilmesini büyük bir sevinçle karşıladıklarını aktaran Burdur Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Veteriner Hekim Ömer Faruk Gündüzalp, “14 Şeker Fabrikasının satışına başından beri karşıydık. Şeker Fabrikamız, Burdur’un ağır sanayisidir. Şekerpancarı buğdaydan 13, mısırdan 8, ayçiçeğinden 5 kat daha fazla istihdam sağlamakta. Şeker üretimi, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 15’inin temel geçim kaynağıdır” Dedi.
Burdur Ticaret Borsası Başkanı Veteriner Hekim Ömer Faruk Gündüzalp, Burdur Şeker Fabrikası’nın satışının iptal edilmesiyle ilgili olarak kısa bir değerlendirme de bulundu. Burdur Şeker Fabrikasının da içinde bulunduğu toplamda 14 şeker fabrikasının özelleştirme yolu ile satışının yapılması, başta üreticiler olmak üzere o illerdeki bütün meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin tepkisine neden olduğunu aktaran Gündüzalp, “Burdur Şeker Fabrikası ihalesini alan firma, ihalede öngörülen süre dolmasına rağmen, ödeme yapmayıp erteleme talebinde bulunmuştu. İhale şartnamesine göre bir kez erteleme talebi hakkı bulunan firma, iki kez daha erteleme talebinde bulunmuş, 3. erteleme süresi sonunda da ödeme yapmayıp fabrikayı devralmamıştı” dedi.
Bunun sonucunda ise Burdur Şeker Fabrikası ihalesi iptal edilip, satıştan çıkarıldığını ve Burdur Şeker Fabrikası ile birlikte Yozgat ve Ilgın Şeker Fabrikaları’nın satış ihalelerinin iptal edildiğini aktaran Gündüzalp, “Böylece Burdur, Yozgat ve Ilgın Şeker fabrikaları devletimizde kalmıştır. Şeker Fabrikaları, o ilin ağır sanayisidir. Ekonomisi, tarım ve hayvancılığa dayalı Burdur’un en önemli tesisi Şeker Fabrikasıdır” dedi.
Halk arasında tatlandırıcılar olarak bilinen nişasta bazlı şekerlere yani NBŞ’ye geçit verilmemesi gerektiğinin altını çizen Gündüzalp, “Ülke tarımının sosyal ve ekonomik yaşantısında çok önemli rol oynayan pancar tarımındaki kotalar kaldırılmalı, üretici mağdur edilmemeli, şeker pancarı üretimi desteklenmelidir.
Özelleştirmenin, sadece şeker fabrikaların kapanmasına değil zamanla ülkedeki şeker pancarına dayalı üretim deseninin ya da çeşitliliğinin de yok olmasına yol açacağını aktaran Gündüzalp, “Şeker bir marketten toz veya kesme şeker formunda satın aldığımız basit bir gıda ürünü gibi görünse de, arka planında pancar tarımı ile uğraşan yüz binden fazla çiftçi, kooperatifler ve üretici birlikleri, şeker, yem ve maya üretimi konularında yaklaşık 100 yıllık bir mühendislik birikimine sahip endüstriyel sektör yer alıyor. Şekerpancarı buğdaydan 13, mısırdan 8, ayçiçeğinden 5 kat daha fazla istihdam sağlamakta. Şeker üretimi Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 15’inin temel geçim kaynağıdır” ifadelerini kullandı.
Şeker fabrikalarından, yan ürün olarak çıkan pancar küspesi en önemli yem sanayi hammaddelerinden biri olduğuna dikkat çeken Gündüzalp, şu şekilde konuştu, “Küspenin yokluğunu telafi etmek için GDO’lu mısır ithalatı yapmak gereksinimi doğacaktır. O nedenle devlet olarak, üretici olarak, vatandaş olarak şeker pancarımıza sahip çıkmamız gerekir. Toplumun dokusuna sinmiş bir üretim deseninin ekonomik açıdan ‘zarara’ yol açtığında bile sübvanse edilerek, desteklenerek korunmasının, kamu refahı açısından uzun vadede daha iyi sonuçlar doğurabileceği dikkate alınmalıdır. Bizlere düşen görevde, bundan sonraki süreçte üretimi arttırıp, fabrikamızın bacasını tüttürmektir. Tekrardan üreticimize ve ilimiz ekonomisine hayırlı olsun.”