CHP Belediye Meclisi grubu yazılı açıklamada bulunarak AK Parti Belediye Meclis grubunun açıklamasına yanıt verdi.
Yapılan açıklamada, “AKP’lİ meclis üyeleri yaptığı basın açıklamasında can güvenliği kaygılarından ötürü sayın valiyi göreve davet etmiştir. Aslında dün can güvenliği olmayan belediye başkanımız ve meclis üyelerimizdir. Zira mağdur olduğunu düşünüp halkı galeyanla salona getiren gücün amaçladığı halkla belediyemizi karşı karşıya getirerek, olası olumsuz sonuçlardan siyasi rant devşirmektir. ” ifadelerini kullanarak AK Parti Burdur Belediye Meclisi grubuna tepkide bulunuldu.
İŞTE O YAZILI AÇIKLAMA
Öncelikle Bahar Kalkanı Harekatı’nda ve öncesinde kaybettiğimiz tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor; ulusumuza baş sağlığı, yaralı askerlerimize ise acil şifalar diliyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu güne kadar taşıdığımız sorumluluk gereği, ülke çıkarları söz konusu olduğunda siyaset bir kenara bırakarak ve yek vücut olmayı düştür haline getirmiş bir siyasi partiyiz.
Ülkenin kuruluşunda ve kurtuluşunda en büyük emeği olan ebedi başkomutanımız Ulu Önder Atatürk’ümüzün iki büyük eserinden bir tanesi olan Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri ve yöneticileri olarak halkımızın ve ülkemizin; huzuru, refahı ve güvenliği söz konusu olduğunda siyasi amaçlarımızdan vazgeçmesini ve her ne kadar muhalefet olsak da iktidarın yükünü paylaşmasını biliriz.
Görünen o ki 31 Mart 2019 yerel ve 23 Haziran 2019 yenilenen İstanbul seçimleri ile halk, iradesini sosyal demokrat ve derman belediyeciliği olan CHP’li belediyelerden yana kullanmıştır. Fakat bu durumdan rahatsız olan siyasi erk ve iktidar topal ördek benzetmesi ile daha ilk günden CHP li belediyeleri çalıştırmama üzerine bir strateji belirlemiştir.
Neredeyse üzerinden bir yıl geçmesine rağmen bir seçim atmosferi içinde sürekli gerilim ortamı yaratılmak istenmiş ve özellikle Belediye ve İl Genel Meclisi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin öneri ve teklifleri hep tartışmaya sürüklenmiş, sağduyu hakim kılınmamış olsa salonlar kavga edilebilecek alanlara çevrilmeye çalışılmıştır.
Dün TBMM’de yaşananlar bir kere daha göstermektedir ki; özgür düşünceye ve millet iradesine tahammül kalmamış, kürsüdeki Grup Başkanvekilimiz’e ve diğer milletvekillerimize saldırıya dönüşecek kadar çirkinleşmiştir.
Hal böyle olunca tüm Türkiye’de Belediye ve İl Genel Meclisi’nde de bu yansımayı görebiliyoruz. Geçtiğimiz pazartesi günü İl Genel Meclisi’nde meclis üyemiz Nurettin Korkmaz, özgür iradesiyle bir komisyondan çekilme kararı alıp dilekçesini başkanlığa takdim etmiş, usule ve esasa göre uygun olmayan şekilde mecliste oylanmış ve istifası reddedilmiştir. AKP’li bir meclis üyesi tarafından hem tehdit, hem de hakaret içeren bir cümle ile Meclis üyemiz taciz edilmiş ve yaratılmak istenilen kavga ortamına CHP’li üyelerimizin sağduyulu tavırları ile izin verilmemiştir.
Dün Burdur Belediyesi Mart Ayı Olağan Meclisi’nde de belki de Belediye Meclis tarihine geçecek planlı ve sistemli bir şekilde kışkırtmaya çalışılmış, bir kısım vatandaş ile öncesinden tasarlanmış bir Meclis ek gündem maddesi başvurusu yapılmış, istenilen sonuç alınamayınca da AKP’li belediye meclis üyeleri tarafından meclis terk edilmiştir.
Olayın aslı ise tam olarak şöyledir; tüm Türkiye’de olduğu gibi 31 Mart sonrasında yaşanılan hazımsızlık AKP İl Teşkilatı’nda halen devam etmekte olup, Belediye Başkanımız ve Belediye Bürokratları sürekli müfettiş baskısı, kaynak kullanımındaki baskılar ve devlet baskısı kullanılarak çalışması engellenmek istenmektedir. Seçilmiş AKP’li belediye meclis üyelerinin yetkisiyle de, verilen her karar sanki şaibeliymiş gibi bir görüntü yaratarak, halkın kafasının karıştırılması amacı devam ettirilmektedir.
Birkaç gün öncesinde sözde STK olduğunu iddia eden bir kaynaktan meclis üyelerine, meclis gündeminde olmayan bir gündem maddesi, taciz edip baskı kurmak amacıyla mesaj atılmıştır. Bu malum kişilerce sanki hiç ilgisi yokmuş algısıyla meclise gelen AKP’li meclis üyesi hanımefendi, dilekçeyi meclis başkanlığına sunmuş, Belediye Başkanımız da mecliste yaratılmak istenilen kaotik ortamı görüp sözü fazla uzatmadan meclise provokatif amaçlı gelen yurttaşımızı, toplantı sonrasında makamında çay içmeye davet etmiştir. Hemen sonrasında gündem maddesi oylanmış ve oylama sonucu kabul edilmemiştir. Bu olay sonucunda AKP’li meclis üyesi kontrolünü kaybetmiş, sataşmalarına dozunu artırarak devam etmiş ve Meclis salonunda bulunmayan üçüncü şahısların da isimlerini zikrederek vatandaşa hedef gösterip meclis çalışmasını durdurmak için adeta çabalamıştır.
Sağduyulu CHP’li Meclis üyeleri 10 dakika ara istemiş, 10 dakika aranın ardından salonda istediği kargaşayı yaratamayan AKP meclis üyesi kendi meclis grubunu da alarak salonu terk etmiştir.
Yeterli çoğunlukla Meclis çalışmalarına Devlet ciddiyeti ile devam eden meclis üyeleri Burdur için alınması gereken kararları almış ve oylamıştır.
AKP’lİ meclis üyeleri yaptığı basın açıklamasında can güvenliği kaygılarından ötürü sayın valiyi göreve davet etmiştir. Aslında dün can güvenliği olmayan belediye başkanımız ve meclis üyelerimizdir. Zira mağdur olduğunu düşünüp halkı galeyanla salona getiren gücün amaçladığı halkla belediyemizi karşı karşıya getirerek, olası olumsuz sonuçlardan siyasi rant devşirmektir.
Biliyoruz ki dünki huzursuz ortamdan bir çok akpli meclis üyesi arkadaşımız da rahatsız olmuşlardır. Çok değil, birkaç yıl öncesine kadar AKP’li Milletvekili BAYRAM ÖZÇELİK için imada bulunarak milletvekilinin neredeyse can düşmanı olan sözde stk başkanı AKP ile arasındaki düşmanlık hususunda, CHP ve Belediye Başkanı ile ortak paydada buluşmuşlardır. Dün tezgahlanmaya çalışan senaryo, “düşmanımın düşmanı dostumdur” hesabıyla yapılmış olup halkı kışkırtarak belediyenin görev ve sorumluluklarını uygulatmamak üzerinedir.
Ferasetine güvendiğimiz halkımız günü geldiğinde bugünün bozuk ekonomisini, evde kaynamayan tencereyi, yakamadığı doğalgazı, evladının işsizliğini, kapattığı kepengini ve saltanat sürülen sarayları unutmayacak, kendi evinde yakamadığı ampulü günü geldiğinde ülkede de söndürecektir.
Sonuç olarak AKP tüm Türkiye’de oy kaybederken sahadaki hırçın sporcu gibi devamlı rakibine tekme atmakta ve hakemi de kendisi olduğu için sahada hiçbir uyarı ve kart görmeden oyuna devam etmektedir. Ancak daha geçtiğimiz hafta insanlar yolsuzluğu, yoksulluğu, işsizliği, Kanal İstanbul’daki rantı, Van’daki çığın ve Elazığ’daki depremin acılarını konuşurken bugün hiçbir şeyi konuşamaz hale getirilmiştir. Ama unutulmamalı ki 2002 de mazlumun yanında olduğunu iddia ederek iktidara gelen ve bugün kibirle halka tepeden bakanlar, bunun cezasını en yakın seçimde göreceklerdir. Nasıl ki halk 31 Mart tarihinde iradesine müdahale edilesinin cezasını 23 Haziran’da kestiyse, en yakın seçimde de güç zehirlenmesi yaşayan iktidara gereken cevabı verecektir.