İlk en uzun gecenin ardından alandan ayrıldığımızda sabah 05:30 sularıydı. O gün mesleğimizin en fazla mesaisini yapmıştım. Hayatımda ilk defa olay yerinde 04.30’da haber yazıp yayınlamıştım. Orada verilen mücadele ilk başta demokrasiyi koruma çabasıydı ancak süre gelen zamanda anlaşılan demokrasiden öte istiklal, istikbal ve vatanın bölünmez bütünlüğü mücadelesi olduğu herkesçe kavranmıştı.
11 veya 12 günü geride bırakmıştık. İlk zamanlarda sabahladığımız günlerden sonra zaman içinde yavaş yavaş saati beriye çekmeye başlamıştık. Artık 02:00 sularında nöbeti devrettikten sonra yastığımı başımı koydum ve yorgunluğun verdiği halsizlikle hemen uyumuştum.
Gördüklerim adeta kabus gibiydi. Bir yanda tanklar ateş açıyor, bir yanda silahlar patlıyordu. Kabus görmüş bir insanın uyanışı nasılsa o şekilde bir anda uyanı vermiştim. Birkaç saniyelik anlam vermemenin ardından yatıştan sadece yaklaşık 2 saat geçtiğini yakınımda bulunan saatten öğrendikten sonra bir an için acaba soruları aklımı çevrelemişti. 15 Temmuz darbe girişimi ki bana göre darbe girişiminden öte, vatanı içeriden haince ve kalleşçe işgal etme çabasıdır, tüm ülkemizde hemen hemen her insanı irili ufaklı etkilediğinden emin olduğumu belirterek, tekrar başımı yastığa koymadan önce şu sözleri kendime söylerken teselli buldum; “Memleketimde de ülkemde de hala bizim istikbalimizi bekleyen demokrasi nöbetleri var. İyi ki bu nöbetler var “ dedim ve uykuya tekrar daldım.
Yüce Allah, vatanımızın bölünmez bütünlüğü ebediyen koruması dileğimle, sevgiyle kalın…
Özgür DOĞAN
Gazeteci – Mühendis