Son bir aydır ara verdiğim köşe yazılarıma bu hafta itibariyle yeniden başladığımı belirtmek istiyorum. Zira bu ara verdiğim dönemde epeyce gözlem yapma fırsatım oldu.
Sessizliğe büründüğüm bu dönemde hem kamuoyunda konuşulanları hem de sosyal medyada paylaşılan yorum ve görüşleri gözlemleme ve farklı bir pencereden analiz etme şansı yakalarken, aslında biraz uzaklaşarak büyük resmi görme fırsatım oldu.
Geçen bu süre zarfında ise özetle çıkardığım ana fikir ise genel anlamda insanların bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğu, kulaktan duyma bilgileri ve teyite muhtaç bilgileri paylaştıkları, paylaştıktan sonra kendilerinin inandığı, ayrıca konuda uzmanlıkları olmadığı halde yorum yapma yetkisine sahip olduklarını gördüm. Bu da kamuoyunda yanlış anlaşılmalara, algının bir takım çıkarlar doğrultusunda yönlendirilmesine ve insanlar arasında kutuplaşmaya yol açtığını sebep olduğunu gördüm.
Ne yazık ki bu kanaate varmam da vatandaşlarla yaptığım sohbetlerde dinlerken edindiğim gözlemler hem de sosyal medyada yazılan yorumlar etkili oldu.
Kısa bir sitemde bulunduktan sonra, bu geri dönüşün meyvesini birkaç konuyu değinerek sürdürmek istiyorum.
İlimizde kamuoyunun merakla beklediği konu Burdur Devlet Hastanesi’nin inşaatının ilk kazmasının vurulacağı tarih. Geçtiğimiz dönemde TOKİ konutları yılan hikayesine dönmüştü ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın üzerine düşen görevi yerine getirmesiyle Burdur merkezde TOKİ konutları 3. Etap çalışmaları hızla ilerliyor. Artık inşaatın bitmesine yakın bir süreçte de maliyetlerin net bir şekilde ortaya çıkmasının ardından metre kare birim fiyatları ortaya çıkacak ve TOKİ kayıtları için ilana çıkılacak.
TOKİ konutlarının gecikmesi gibi yeni Burdur Devlet Hastanesi de nasibini aldı. Bir takım hukuki ve teknik aksamalar hastane inşaatını geciktirdi. Bu noktada suçlamadan ziyade bir an evvel hastanenin ilimize kazandırılması için her kesimin üzerine düşen görevi yerine getirmesi için motivasyona ihtiyaç var.
Kısa kısa değindiğim konulardan bir tanesi de ilimiz turizmi. Bu yıl Burdur’a gelen yerli ve yabancı turist sayısı 1 Milyona yaklaştı. Sanıyorum yıl sonuna bu rakam açık arayla aşılacak. Son dönemde epeyce gündeme gelen Salda Gölü’ne gelen ziyaretçi sayısı ise 800 Bini aştı. Sanıyorum yıl sonuna kadar da bu rakam daha artacaktır.
“Betonlaşma” endişeleriyle 1 Milyon ziyaretçi ağırlayan Salda Gölü’ne yapılacak Millet Bahçesinin projesi bir an evvel kamuoyuna paylaşılmalı. Yoksa bu endişelerin sona ereceğini sanmıyorum. Salda Gölü’nün potansiyeli geç de olsa anlaşıldı. Bunun bakanlık eliyle katma değer dönüştürülmeden önce geçmiş dönem Yeşilova Belediyesi’nin bir takım projeleri çok önceden hayata geçirmesi gerekiyordu, ancak bu olmadı. Salda Gölü ve Yeşilova ilçesi ile ilgili Burdur’un turizmi konusundaki detaylı görüş ve edindiğim araştırma dosyalarını sonraki yazılarımda dile getirmeyi planlıyorum.
Son olarak bu yazımda ifade etmek istediğim konu ise ilimizin çok önemli değerlerinden bir tanesi olan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi. Üniversitemiz bugün itibariyle öğrenci sayısı 35 Bini aştı. Burdur merkezdeki öğrenci sayısı ise 23 Bin civarında. Bu 23 Bin öğrenci ilimizin ekonomisini epeyce katkıda bulunuyor. Bunun kıymeti bilinmeli. Özellikle Burdur esnafımıza çağrım; öğrencilerimizin kıymetini bilerek onların ihtiyaçlarını uygun fiyatlarda sağlamaları, onları ilimizden soğutacak anlayışta ticaret yapmamaları. Umarım anlatabilmişimdir. İşini düzgün yapan tüm esnafımıza ise teşekkür ediyorum.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere hoşça kalın.