Çocukluğumun geçtiği, yaz dönemlerinde bilhassa yanı başından ayrılamadığımız Salda Gölü, 2018 ve 2019 yıllarında Türkiye’nin göz bebeği oluverdi.
2019 yazında 1 Milyon ziyaretçiye ulaşan Salda Gölü, yer yüzünde milyonlarca yıldır var olan Salda Gölü, peki 2019 yılına kadar bilinmiyor muydu?
Salda Gölü’nü inanın Burdur ilinde yaşayan birçok insan bilse de hiç gitmemişti. Peki soruyorum; kaçınız Sagalassos Antik Kentine, kaçınız Kibyra Antik Kentine, kaçınız İnsuyu Mağarası’na, kaçınız Lisinia’yaya gitti. Şüphem yok ki ilimizde yaşayan birçok insan henüz bu saydıklarımın en az iki tanesine hiç gitmemiş, hiç görmemiştir.
Peki Salda Gölü’nü bu kadar popüler kılan neydi? Belki birçoğumuz bu noktada kendine pay çıkaracaktır. Kimisi “biz falanca kurum olarak çok çalıştık”, kimisi “bizim çok emeğimiz var” diyecektir. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Lakin Salda Gölü’nün bu denli tanınmasında etkin rol; ana akım medya ve sosyal medyadır. Burdurweb Dergisi’nin Mayıs 2017 sayısında “SALDA GÖLÜ, KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR” başlıklı bir haber ile aslında bir farkındalık oluşturmaya çalışmıştım. Sağ olsun dönemin mülki amir ve yöneticilerinin bu konudaki duyarlılığını görmemiz çok uzun zaman almadı. Bu noktada yerel ve ulusal basının Salda Gölü’ne tanıtımına katkısını kimsenin tartışacağını sanmıyorum. Ana akım ve yerel medyada Salda Gölü’nün doğal güzelliğini görenlerin ilgisini çekmesi, ardından son dönemde sosyal medya kullanımının yaygınlaşması Salda Gölü’nü meşhur yapmıştır.
Salda Gölü bu kadar meşhur olurken, çoğu kimsenin doğal güzelliğinin kirlenme riski yaşayacağını kaç kişi düşünebilirdi ki. Zaten çoğu insan Salda Gölü’nü ya bilmiyor ya da ismini bilse de hiç gitmemişti. Yine Salda Gölü’nün kirlenme ve doğal güzelliğinin bozulma riskini insanlar medyadan veya sosyal medyadan görerek bilgi sahibi oldu. Gözüyle görüp bilgi sahibi olanlar peki Salda Gölü’nün kıyısına araçlar girerken neden ses çıkarmadı? Salda Gölü’nün kıyısında araçlar yıllarca istila ederken, o beyaz kumu mahvolurken neden hiç ses çıkmadı?
Bir hatırlatma yapayım; 17 Haziran 2018 Pazar günü ailecek Salda Gölü’ne gitmiştik. Salda Gölü’ne gittiğimizde sahilde gördüğüm tablo benim içimi acıtmıştı. Araçlar adeta kıyıya demir atmış, güzel kumsalı mahvediyordu. 19 Haziran 2018 Salı günü de “SALDA GÖLÜ’NÜ ARAÇLAR İSTİLA EDİYOR” başlığında haber yaptım ve konuyu gündeme taşıdım. Bu haberden 2 hafta sonra yani 1 Temmuz 2018 Pazar günü yine Salda Gölü’ne gittiğimde ise göl kıyısında hendeklerin kazıldığını, araçların geçici olarak girişlerinin engellendiğini gördüm. Yani bu haber çıkana kadar Salda Gölü’ne araç girmiş, göl kıyısı kirlenmiş, doğa bozulmuş kaç kişinin haberi vardı? Kaç kişinin umurundaydı? Onu Allah bilir. Mayıs 2018’de haberler çıkana kadar Salda Gölü kumsalında izinsiz olduğu ortaya çıkan konsere 30 Bine yakın kişinin geleceğinden ve kirlenme riski taşıyacağından kaç kişinin haberi vardı? Kaç kişinin umurundaydı? Onu da Allah bilir. Lakin ben şunu biliyorum ki işine geldiğinde çevreci olanlar işine geldiğinde sessiz kalmayı marifet biliyor. Böyle kesime diyorum ki ya vaktinde doğru konuşun ya da boş ve kendi menfaatinize konuşacağınıza susun!
Salda Gölü’nün hem turizm açısından değerinin anlaşılması hem de çevre duyarlılığı bakımından farkındalığının oluşmasının ardından devlet gereken hamleyi Burdur’da yaptı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Salda Gölü’nü koruma bölgesini genişleterek koruma altına aldı. Burada da daha önceden duyurulduğu üzere Millet Bahçesi ve mesire alanı yapılarak buraya gelen yerli ve yabancı turistlerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi sağlanacak.
Geçtiğimiz günlerde Bakan Murat Kurum, Salda Gölü’ne yapılacak çalışmalar hakkında bir televizyon programında konuk olarak bilgi verdi. Salda Gölü’nün korunması için bu çalışmaların yapıldığını açık bir dille ifade etti. Hatta kendisi, Burdur Valisinin kendisine ziyaret edene ve bilgi verene kadar Salda Gölü’nü hiç duymadığını ve hiç görmediğini beyan etti. Bakan Kurum’un bile Salda Gölü’nü geç bilmesiyle ortaya çıkan düşünceye göre demek oluyor ki Salda Gölü’nü bilmeyen kişi sayısının ne kadar fazla olduğu açıkça görülüyor.
Salda Gölü, tabi ki korunmalı, tabi ki insanların ziyaretine açılmalıdır. Salda Gölü, sadece Saldalıların, Yeşilovalıların veya Burdurluların değil, tüm insanlığındır. Salda Gölü’nü görmek herkesin hakkıdır. Salda Gölü hepimizindir ve bir dünya mirasıdır. Onu sadece sözde değil fiilen de korumamız boynumuzun borcudur. Salda Gölü’nü gelecek nesillere temiz aktarmak istiyorsak, bu konuda bilinçli olmalı, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamalıyız.
