Şuana kadar yazdığım yazılarının neredeyse hepsinde turizmin önemini siz değerli okuyucularıma söylediğim.Önceki yazdığım yazıları okuyanlar bilirler. Burdur’un gelişmesi konusunda ilimizin iki kimlik üzerinden planlaması gerektiğini savundum. Bu doğrultuda Burdur’un gelişmesi için önem verdiğim iki kimlik ise “Turizm ve Sanayi”dir. Hep söylenir ya “Sanayi olmadan gelişemeyiz” diye.Turizm için söylenilen nedir? “Turizm bacasız fabrikadır”.Çevreyi kirletmeden gelir elde etmenin ve bir ilin gelişmesini sağlamanın en iyi yolu turizmdir.Turizmi fabrikaya benzetebiliriz.Turizm sayesinde insanlar eğlenerek doğayı kirletmeden para kazanırlar.Turizm sayesinde çevre kirliği olmadan il ekonomisine katkı sağlamaktadır.
Bu noktada turizm, hem il ekonomisine hem de istihdam açısından olumlu etkide bulunur.Turizm sektörü aynı inşaat sektöründeki gibi yüzden fazla sektöre doğrudan yada dolaylı olarak etki yapmaktadır.Turizm sektörünün en büyük farkı ise ürettiğiniz ürün ve hizmeti bulunduğunuz yerde tüketilmesidir.Sanayi deki gibi ürettiğiniz bir ürün ve hizmeti satmak için pazar aramanıza da gerek kalmaz.
Buradan itibaren yazdıklarımdan bakıldığında turizmin bir fabrika gibi hem ekonomiye hem de istihdama olumlu etkisi açıkladım.Şimdi ise bir ilin turizmin gelişmesindeki en etkin kurumlardan birisi olan belediyenin katkılarından bahsetmek istiyorum.Bir ilin gelişmesinde sadece turizm değil bütün sektörlerin gelişmesinde en büyük öncü kurum belediyelerdir.Neden mi? Belediyelerin elinde “imar” dediğimiz büyük bir imkan var.Gelişen yada gelişmekte olan iller bu imkanı çok sağlıklı kullanıyorlar. Çünkü yatırım yapmak isteyen bir kişinin halletmesi gereken ilk konu işletmesinin yeridir.Bir fabrikada yapsa, bir otel de yapsa, bir dükkanda açsa da yada bir imalathane dahi açsa gideceği ilk yer yine belediyedir.Bir ilin gelişmesini sağlayan en büyük etken de belediyelerdir.Bir ilin gelişmemesini sağlayan da en büyük etken yine belediyelerdir. Bu noktada konumuza geriye dönersek eğer, her sektörün gelişmesi için de turizmin gelişmesi için de bir imar planı oluşturulması gerekmektedir.Bunu da turizm sektörüne uyarlarsak şayet, Burdur’un bir turizm nazım imar planı oluşturulması gerekmektedir.Burada benim gördüğüm en büyük sorun şu: Hangi işlerin turizm nazım imar planına dahil edileceği konusu.Bu sorunun cevabını ilk önce net olarak altı çizilmesi gerekir.Turizm sektöründe yer alan tüm işlerin ve bu alanlar oluşturulurken önceden net olarak belirlenmesi gerekir.
Bir diğer önemli gördüğüm sorun ise belediyelerde ve devlet kurumlarında yeterince turizmden anlayan personel, idareci ve siyasilerin olmaması. Bence en büyük sorunlardan bir tanesi bence bu.Sonuç itibariyle bu kurumların başlarındaki idarecileri yönlendiren personellerdir.
Belediye turizm nazım imar planı yaptı.İlin, ilçenin veya beldenin imar planı içerisinde bu alanları belirledi.Bu iş burada bitti mi?Kesinlikle bitmedi.Daha bu iş yeni başlıyor.Burdur için örnek vermek gerekirse ise: Burdur’da şehrin belli noktalarında turizm tesis alanı olarak imara işlendiğini biliyorum.Bu alanlar imar planında olmasına rağmen neden turizm yatırımları yapılmıyor? Sorusu aklımıza geliyor.Bir turizm merkezinde doğa, kültür, tarih gibi zenginliklerin olması ve buraya insanlardan talep varsa burada yatırımcı daha istekli olur.Bunlar yok ise belediyeler yaptıkları çalışmalarla o kentte cazibe alanları oluşturarak turizm yatırımcısını şehre çekerler. Turizm alanları doğal yerler olmakla beraber suni ve sonradan insan eliyle de yapılmış da olabilir.Buradaki en önemli unsur, bu turizm yatırımı şehre turist çekebilir mi? Bu sorunun iyi düşünülüp cevaplaması gerekir. Türkiye’nin farklı yerlerinde bunu çok iyi yapan belediyeler bulunmakta.
Doğayı en iyi korumanın yollarından birisi de turizmdir.Çünkü turizm sayesinde denetim, denetleme, koruma ve kontrol mekanizmaları aktif olarak çalışır.Basında yer alan haberlerde bazı turizm merkezlerinde çöplerin sebebiyet verdiği kirliliklerin olduğu gösterilmektedir. İnsanların çevreye yeteri kadar duyarlı davranmadığından bahsedilir. Bu haberlerin haklı tarafları gayet vardır.Ama insanlara gösterilmeyen diğer tarafı ise denetim, kontrol,koruma mekanizmaların yeteri kadar çalışıp çalışmadığına bakılması gerekir.Yani sen oraya çöp merkezleri oluşturmazsan, bu merkezlerden zamanında çöpleri toplamazsan, bu alanları kontrol altında tutup, korumazsan bu haberleri sıkça duyarız.Suçlu aramak çok kolaydır.Asıl zor olan sorumluluk almaktır.Bu yerleri koruma sorumluluğuna girmeyip, sadece insanları suçlamak acizlikten başka bir şey değildir.Bu suçlamaları yapmadan kurumlar yeteri kadar görevlerine yerine getirilebiliyor mu? İlk ona bakmamız daha doğru olacaktır.
Bu yazımda sizlere bir ilin turizm açısından gelişmesinde turizm nazım imar planı ve bununla birlikte belediyelerin cazibe merkezleri oluşturması gerektiğini vurguladım. Sözlerime hoşuma giden bir sözü paylaşarak yazımı bitirmek istiyorum.
“Turizm yolu, barış ve kalkınma yoludur.”