8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, ülkemizde 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır. Dünya Kadınlar Günü, sosyal bir yara olan, “kadına şiddet” konusunda toplumsal farkındalık yaratmak için önemli bir fırsat olarak görülmelidir. Kadın cinayetleri toplumumuzun kanayan yarası ve yüz karasıdır. Ülkemizde her yıl sayısız kadın cinayetlere kurban gitmektedir. Nitekim AKP döneminde kadına şiddet vakalarında inanılmayacak oranlarda artışlar yaşanmakta ve bu artışların yüzde 1400 düzeyinde olduğu ifade edilmektedir. Söz konusu bu veri, AKP iktidarlarının kadınlarımız açısından ülkeyi getirdiği durumun özetidir.
Öte yandan, Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan, “2015 Küresel Cinsiyet Uçurumu” raporu da kadınların ülkemizdeki durumunu açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye bu raporun verilerine göre, 145 ülke içinde 130’uncu sıradadır. Kadınların işgücüne katılımında da 131. sırada yer alan Türkiye, ücret eşitliğinde ise 82. sırada yer almaktadır. Ülkemizin sıralamalarda bu kadar geride olmasının temel nedeni, kadınların ekonomi ve siyasette beklenen düzeyde katılımlarının sağlanamamasıdır.
Sonuç olarak, Dünya Emekçi Kadınlar Günü, içerisinde bulunduğumuz dönemde kadınlar açısından çok daha farklı bir anlam ifade etmektedir. Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelelerinde hangi noktadan başladıklarını ve bu günlere hangi evrelerden geçerek geldiklerini hatırlatması açısından önemlidir.
Tüm kadınlarımızın daha özgür olacakları ve sosyal hayata katılımlarının çok daha yüksek düzeylerde sağlanacağı günlerde buluşmak dileğiyle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarım.
