Bu işe başladığımdan andan itibaren köşe yazılarımda ilimizin turizm potansiyelini sürekli dile getiriyorum. Burdur için iki önemli gelişim maddesi olarak gördüğüm “Sanayi ve Turizm” başlıklarını bıkmadan, usanmadan ve yılmadan da söylemeye devam edeceğim.Sanayi ve sanayi gelişimi planlama konusunda yeterince bilgiye sahip değilim. Turizm planlama, turizm destinasyon oluşturma, turizm maliyetleri konusunda yeterli bilgiye sahibim.
2004 yılından itibaren başladığım turizm sektörüne 14 yıl boyunca bir fiilen yakınım ve takip etmekteyim.Benim alanım Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehber Öğretmenliği’dir. Turizm sektöründe mantık biraz daha farklı işler.Neden mi? Turizm sektöründeki “belirsizlik ve değişkenlik” diğer sektörlere göre daha hızlıdır.Bugün ziyaretçi akını uğrayan yer, daha sonra sinek avlar durumuna düşebilir.Buradaki anlatmak istediğim ise sağlam turizm planlamaları ile altyapı, üst yapı ve hizmet üretimi buradaki turizm faaliyetlerini kalıcı hale getirir.Ülkemizde yapılan turizm faaliyeti ise Lüks ve yıldızlı otellerde konfor satmaktan ibarettir.Turistler ülkemize gelerek sadece otel sınırları içerisinde tüm ihtiyaçlarını karşılayarak tatilini yapıp gidiyorlar.Ne otelden çıkan var, ne antik kentlere gezen var, ne kültürümüzü tanıyan var, ne de ülkemizde katma değer katan bir turist var.Yabancı turist bir paket tur alıyor içerisinde uçak bileti dahil, transfer dahil, konaklama dahil, ve her şey dahil, Ekstra para harcayacak hiçbir durum söz konusu değil.
Bu anlattıklarım durum deniz,kum, güneş dediğimiz kitle turizmi için geçerli olup, kültür turizmi yapılan İstanbul ve Kapadokya için daha farklı bir yöntem kullanılmaktadır.Burdur’daki turizm potansiyelinin sadece Salda Gölü, Lisinia , Sagalaossos, Kibyra olduğunu, ilimizdeki potansiyelin bu 4 yerden ibaret olduğunu düşünen ve gören insanlar olduğunu biliyorum.Buradaki sıkıntı, Burdur’u daha önce Burdurluya tanıtmayan insanların suçu olduğunu görmemiz lazım.Buradaki tanıtma görevi kimin? Derseniz bunu ben dile getirmem. Bilen birisi olsaydı zaten bu iş çoktan olurdu.Ayrıca tanıtma görevinin tam olarak üstlenilseydi eğer Burdur’un turizm potansiyelinin dörtten fazla olduğu ortaya çıkardı.Buradaki turizm potansiyelinin hepsini ben biliyorum.Burada oluşacak turizm destinasyonlarının hepsini de biliyorum.Burada oluşan destinasyonların neye ihtiyaç olduğunu da biliyorum. Burada turizm nasıl gelişir sorusunun cevabını da biliyorum.Burada cevap bulmadığım tek şey Burdur’u ilimizde yaşayanlar bilmiyor, bölgemizde yaşayanlar bilmiyor, ülkemizde yaşayanlar bilmiyor ama elin İngilizi biliyor, elin Amerikalısı biliyor, elin Japonu biliyor, elin Çinlisi biliyor ama biz bilmiyoruz.Unutmadan söyleyeyim Burdur’u bilen de çok iyi biliyor bundan emin olabilirsiniz.
Burdur’da turizmle ilgili en büyük sıkıntının ne olduğunu size kısaca söyleyeyim. İşte diyorlar, yeterince otel yok, yemek yiyebileceğimiz yerler yok, alış veriş yapacak yerler yok , falan yok filan yok.Buradaki asıl sıkıntılar bu değil, asıl sıkıntı Burdur’un bir turizm yol haritası yok, Burdur’un bir turizm kalkınma planı yok, Burdur’un bir turizm politikası yok, Burdur’un bir turizm bilinci ve anlayışı yok, Burdur’un turizmden anlayan ve anladığını düşünen kişilerin ne projesi, ne çalışması ne de geliştirme çabaları bile yok.En önemlisi ise Burdur’un bir turizm zihniyeti yok.Zihniyet olmadıkça otel olsa ne olur, alışveriş yerleri olsa ne olur, restoran olsa ne olur, zihniyet olmadıktan sonra.Bunların hepsi tam olsa siz turizmin bir anda patlama yapacağını mı düşünüyorsunuz? Antalya dibimizde, milyonlarca turist geliyor. Kaç milyonu otelden çıkıp antik kent geziyor, kaçı kültürümüzü tanıyor.Kaçı esnafla bire bir alışveriş yapıyor. Antik kent, müze ve ören yerlerin ziyaretçi sayılarına bakın.Antalya’ya 5 milyon turist geliyor, bunun yaklaşık 500 bin kadarı antik kent, müze ve ören yeri ziyareti yapıyor.Geri kalan 4.5 milyon turist ne yapıyor? Otelden dışarı çıkmıyor. Burdur’da 5 bin yatak kapasiteli oteller yaptığımızı düşünün. Ben turizm potansiyellerini o kadar fazla ki başlık halinde anca sıralayabiliyorum. Bu otelde kalan turistleri, höyüklere, müzelere, ören yerlerine(Antik Kent) , hanlara, hamamlara, kütüphanelere, saat kulesine, camilere, köprülere, çeşmelere, konaklara, göllere, kanyonlara, yaylalara ve mağaralara götüremedikten sonra otel olsa ne olur, olmasa ne olur.
Turizm de para nasıl kazanılır? Sorusunun cevabı söyleyeyim. Turist otelde ne kadar az süre kalırsa, yani otel dışında ne kadar fazla zaman harcarsa, bundan otobüscü kazanır, rehber kazanır, acenta kazanır, esnaf kazanır, otel kazanır, şehir kazanır ve en önemlisi ülke kazanır.Turizm nasıl gelişir sorusunun cevabı ise turizm zihniyeti Burdur’da yerleşsin. Olmayan ne varsa bir anda olur.