Bir çok manevi güzellikleri içinde barındıran, rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan Ayının sonuna yaklaşırken, bir yandan da bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini karşılamanın sevinci ve mutluluğu içerisindeyiz. Önümüzdeki Salı gününü Çarşamba gününe bağlayan gece bu mübarek zaman dilimini idrak edeceğiz. Bu güzellikleri ve Kadir Gecesi’ni bizlere lütfeden yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun.
İnsanları karanlıktan aydınlığa çıkaran, doğru yolu gösteren ve Peygamber Efendimizin en büyük mucizelerinden biri olan Kur’an-ı Kerim, bu gecede inmeye başlamıştır. Bunun içindir ki; bu gecenin adı Kuran’la birlikte zikredilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de Kadir Gecesi hakkında müstakil bir sure de vardır. Bu surede yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Doğrusu biz Kur’anı, Kadir Gecesi’nde indirdik. Ne bildirdi sana nedir kadir gecesi. Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gece rablerinin izniyle her türlü iş için inerde inerler. O gece tan yerinin ağarmasına kadar süren bir esenliktir.”
Kadir gecesini diğer bütün zaman dilimlerinden üstün kılan özellik, bütün insanlık için hidayet rehberi olan Yüce Kitabımız Kur’anı Kerim’in bu gecede indirilmeye başlanmış olmasıdır.
Varlık ve varoluş bilgisinin ders kitabı, bütün kâinatın özeti ve Yüce Yaratan’ın bizlere uzattığı kurtuluş halkası olan Kur’an’la değer kazanan bu gecenin kıymetinin bilinmesi, ancak Kur’an’a gönülden yönelmek ve onun insanlığa sunmuş olduğu eşsiz mesajını okumak, anlamak ve yaşamakla mümkün olacaktır. Zira Kur’an anlaşılmak, fert ve toplum hayatına rehber olmak için gönderilmiştir. Okumuş olduğumuz Kur’an’ı anlayarak hayatımıza yansıttığımızda Kur’an o zaman bizlere şifa ve rahmet olacaktır. Çünkü Kur’an sadece bilgi kaynağı değil, aynı zamanda tüm insanlığa bir fırsat olarak sunulan yol haritasıdır.
Fâtiha’dan başlayıp, Nâs suresiyle tamamlanan bu hayat rehberimiz bizi şirkten, zulümden ve her türlü nefsani sapmalardan sakındırmakta, Allah’a şeksiz şüphesiz iman ve tam bir teslimiyetin yolunu göstermekte, kutlu Nebilerin hayatından kıssalarla bugünümüze ölümsüz örnekler taşımaktadır. Ölümü ve ahireti sıkça hatırlatarak, hesabını verebileceğimiz bir hayatı yaşamanın uyarısını yapmaktadır. O, bizlere bir yandan namaz, oruç, zekât, Hac ve dua gibi ibadetlerle Rabbimize yaklaşmanın; diğer yandan sabır, doğruluk, yardımlaşma, af, adalet ve merhamet gibi ahlaki erdemlerle donanarak örnek bir fert ve toplum olmanın bilincini aşılamaktadır. Onun insanlığın ufkunda yanan ışığı, her dönemde insanlığı aydınlatmaya devam edecek, taşımış olduğu değerler, getirmiş olduğu evrensel ilkeler her zaman taze ve yeni kalacak, yaptığı çağrı kıyamete kadar sürecektir. Kur’an bu üstün özelliklerine bizzat kendisi tanıklık etmekte ve tüm insanlığa şöyle seslenmektedir: “Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’an) geldi..” (Yunus, 10/57)
Mükâfatların sınırsız olarak verildiği Kadir Gecesi, kendimize dönerek gaflet içinde geçirmiş olduğumuz günlerimizi sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tövbe etme ve af dileme, bir daha yapmama kararlılığımızı Yüce Yaratıcımızın sonsuz rahmet ve mağfiretini umarak yineleme, aramızdaki sevgi ve bağışlamanın hepimizi kucaklaması için bu yolda yeni adımlar atma zamanıdır.
Bize manevi derinliğinde arınma ve bağışlanma fırsatı sunan bu mübarek gün ve geceler, yaşantımızda kalıcı değişiklikler meydana getirmediği müddetçe tam anlamıyla idrak edilmiş sayılamaz. Bu sebeple ibadetlerimizde ve ahlaki yaşantımızda istikrar ve istikametin önemli bir husus olduğunu bilmeli, her ayı Ramazan ve her geceyi Kadir Gecesi gibi yaşamaya gayret etmeli, dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine; sevgiyi, hoşgörüyü, dostluk ve kardeşliği hâkim kılmalı, yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elimizi uzatmalıyız.
Bu geceyi Allah’ın rızasına uygun bir şekilde değerlendirmek için çok Kur’an okumalıyız. Kaza namazı kılmalıyız. Uzaktaki akraba ve büyüklerimizi arayarak kandillerini tebrik etmeliyiz. Çocuklarımızın ellerinden tutup camiye getirerek onların da bu gecenin manevi havasından yararlanmasını sağlamalıyız. Ölmüşlerimiz için, şu anda dünyanın çeşitli yerlerinde sıkıntı ve eziyet çeken Müslümanların bu durumdan kurtulmaları için Allah’a dua etmeliyiz. Tövbe ve istiğfar etmeliyiz. Hz. Aişe Validemiz bir gün Peygamber Efendimiz’e sordu: “Ey Allah’ın Resulü Kadir Gecesi’ne ulaşırsam nasıl dua edeyim? Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: ‘Allah’ım! Şüphesiz sen çok affedicisin, affı seversin, beni de affet’.” diye cevap vermiştir.
Bu duygularla Milletimiz’in ve İslam Alemi’nin Kadir Gecesi’ni tebrik eder, bu mübarek gecenin Burdur’umuza, bütün insanlığa huzur, barış ve mutluluk getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ederim. Ayrıca Ulu Camiinde yapılacak özel Programa Burdurlu Hemşerilerimizi bekliyoruz.