Geçtiğimiz yılın son cumartesinde Cumhuriyet Halk Partisi il kongresi yapıldı. CHP tarihinin en genç il başkanı olan Barış Ayten, delegelerin desteğini alamayarak il başkanlığını partinin bir dönem milletvekili aday adayı olan Osman Gök’e devretti.
Eski Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı olan Osman Gök, yeni yılda parti yönetimini oluşturarak işe koyuldu.
Gördüğüm kadarıyla il yönetimini oluştururken, genç ve istekli bir ekip oluşturmak için gayret gösterdi.
Seçimden önceki son köşe yazımda “Burdur Siyasetinde Dönüm Noktası” başlıklı kaleme aldığım yazımda; “Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihinde il düzeyinde ilk kez bu kadar kutuplaşma meydana geldi. Parti içi iç hesaplaşmalar, farkında olmadan partiyi ikiye hatta üçe böldü. Eğer CHP, il düzeyinde başarılı olacaksa seçim atmosferine girmeden parti içi hesapları sona erdirmeli, partinin bu bölünmüşlüğünü tekrar bir araya getirmeli.” Demiştim. Yine bu söylemimi tekrarlıyorum ve seçim sonrasında da bunu dile getirmeye devam ediyorum ama bunu yerel siyasetin gergin olduğu bir dönemde nasıl başarır veya başaramaz bunu zaman gösterecektir.
İl Başkanı Osman Gök, çıtası yükselmiş bir il örgütünü devraldı. Halka daha fazla inen, halka daha fazla dokunan köy köy, mahalle mahalle demeden il genelinde gitmedik nokta bırakmayan bir anlayışa getirmişti. CHP’nin çiçeği burnunda il başkanı Osman Gök, ekibiyle eğer başarılı olacaksa haftanın en az 2 veya 3 gününü kırsala ve köylere giderek zaman ayırmalıdır.
Parti çalışmalarını il başkanlığı binasının ve il merkezinin dışına çıkaramaz, kırsala zaman ayıramazsa CHP, Barış Ayten döneminde kırsalda kazandığı sempati ve desteği çok hızlı kaybeder. Bu noktada Osman Gök, zamanın büyük bir kısmını kırsala ayırmak zorundadır.
Özellikle bu günlerde yerelde bütün şehir yasasının konuşulduğu bir dönemde ve iktidar partisinin genel seçimlerde 3-0 hedef koymasına sessiz kalmamalı merkezde yapılan çalışmalardan ziyade kırsalda yani ilçe ve köylerde dur durak vermeden çalışmalıdır. Keza bütün şehir yasasında yerel seçimlerde kırsaldaki oylar büyük önem taşımaktadır.
Eğer Osman Gök ve ekibi vurgulamak istediğim ana temayı gözardı ederse partiye oy bakımından sert düşüş yaşatır.
Gerçi kırsala inmek de yetmiyor. Mevcut oy oranını korumak veya daha artırmak istiyorsanız; vatandaşa dokunabilmeli, sorunların çözülmesi noktasında çözümler sunabilmelidir. Sadece onları dinlemek ve “haklısın” demek siyasette yeterli bir argüman değildir.
***
Bir başkanı konu ise CHP’nin muhalefet anlayışının yeni dönemde nasıl olacağı. İl Başkanı düzeyinde Ak Parti’nin siyasi eleştiri ve söylemlerine, sessiz mi kalacak? Yoksa ne tür bir tepkide bulunacak merak konusu.
Özellikle Ak Parti İl Teşkilatı, Barış Ayten döneminde epeyce CHP’li Burdur Belediyesi’ne karşı muhalefetini sürdürmüştü.
Parti içi meselelerin gölgesinde AK Parti’nin sert muhalefetinde Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, il örgütünden yeterli desteği alamamış bir görüntü vermişti. Peki yeni dönemde CHP’nin yeni İl Başkanı Osman Gök, Ak Parti’nin yereldeki sert muhalefetine nasıl bir tepki verecek? Bunu zaman gösterecek merakla bekliyoruz.
