AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik Perşembe günü Mehmet Akif ERSOY’umuzun 77.Ölüm Yıl dönümü dolayısıyla TBMM’de gündem dışı söz alarak İstikbal Marşımızın Şair’i ve Burdur Milletvekili merhum Mehmet Akif Ersoy’u anlattı.Konuşmasının sonlarında Milletvekili Özçelik, Mehmet Akif Ersoy’un ”Zulmü Alkışlayamam” şiirini okudu.
İşte Milletvekili Özçelik’in Konuşması;
Sayın Başkan,
Değerli milletvekilleri
Mehmet Akif Ersoyumuzun vefatının 77. Yıl dönümü münasebeti dolayısıyla gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
İstiklalimizin ve istikbalimizin şairi Mehmet Akif Ersoyu 27 Aralık 1936 yılında Rahmeti rahmana uğurladık.
Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma
Sessiz yaşadım, beni kim nereden bilecektir.
Mehmet Akif’de öldükten sonra amel defteri kapanmayanlar “faydalı ilim bırakanlar” hadisince belirlenenler arasında yerini almıştır.
Vefatından sonra birçok mütefekkire, Gönül Dostuna, Allah Dostuna birçok hak davası alan devlet adamına ve siyasetçiye, öğretmene, öğrenciye ilham ve yol gösterici olmuştur.
Mehmet Akif Ersoy Cumhuriyetimizin ilk meclisin Burdur Milletvekili idi. Milli Mücadele yıllarında halkımızı, kurtuluşa, fazilet mücadelesine, Hürriyet Mücadelesine teşvik için Anadoluyu adım adım dolaşırken Burdura da uğramış, Burdurluların coşkun sevgisiyle, hürmetiyle karşılaşmıştır. Burdurluların gönüllerinde büyük bir yer edinmiştir. Milli mücadeleden zaferle çıkıldıktan sonra ilk seçimlerde Mehmet Akif Ersoy aynı anda Burdur ve Biga’dan Milletvekili seçilmiş, kendisi o dönemde evliyalar ve alimlerin olduğu Burdur ilinin Milletvekilliğini bizzat tercih etmiş, bu mutluluğunu Burdur halkıyla paylaşmıştır.
Mehmet Akif yaşarken binbir güçlükle, zorluklarla ve baskıyla, fakru zaruret içerisinde yaşamış olmasına rağmen şimdi binlerce isimde, okul, mahalle, sokak isimlerinde, apartman ve kültür merkezlerinde ve sadece Burdur halkının kadirşinaslığı olarak Burdurdaki Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinde ismi yaşatılmaktadır. 21.000 öğrenciyle Mehmet Akif Ersoy Üniversitemizde
Asımın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek
Çiğnetmedi namusunu, işte çiğnetmeyecek dizeleriyle
Mehmet Akif, Gençlerimize ümit oluyor, ilham oluyor.
Biz Mehmet Akif’i dindar olduğu için seviyoruz.
Biz Akif’i inandığı gibi yaşayan adam olduğu için seviyoruz.
Biz Akif’i haksızlık karşısında susmadığı için seviyoruz.
Biz Akif’i mazlumun, garip gurabanın, fakir fukaranın yanında durduğu için seviyoruz.
Biz Akif’i İstiklal Marşını satmadığı için seviyoruz.
Özellikle sosyal çalkantıların yaşandığı günümüzde Akif’in bir baba olarak ailesine, çocuklarına yazdığı mektupları okumalarını, nasihatlerini dinlemelerini, “Safahat’ı” nesilden nesile aktarmalarını istiyoruz. Devlet adamları ve siyasetçilerin nasıl halkın yanında, halkın dini ve milli değerleriyle bütünleşip, onları istikbale taşımanın mihenk taşlarını öğrenmelerini istiyoruz.
Mehmet Akif’in ömrü boyunca erdemli, şahsiyetli, vakarlı dik duruşun nasıl hayatına yansıdığını herkesin bilmesi, öğrenmesi gerektiğini söylüyoruz.
Ne acıdır ki dünyada İstiklal Marşını yazdığı halde ülkesinden sürgüne gönderilen tek şairdir. Allah’tan sürgüne gitmiştir. Çünkü İstiklal Marşını yazıp, İstiklal mahkemelerinde yargılanmaktan kurtulmuştur.
Değerli Milletvekilleri,
Ülkesini yöneten devlet adamlarının rehberi ve izinden gittiği Mevlana olursa, Yunus Emre olursa, Hacı Bektaş-ı Veli olursa, Hacı Bayram Veli olursa korkmayın. Ülkesini yöneten bir Başbakanın başucu kitabı “Safahat” olursa ve Mehmet Akif olursa endişelenmeyin. Tereddüde düşmeyin, çünkü onun yüreğinde “Gözyaşı Medeniyetinin” esintileri vardır.
İçeride ve dış politikada bir tarafta zulüm eden diğer tarafta mazlum varsa; Türkiye’nin tavrı ne olacak diye meraklanmayın onun ilkesini Mehmet Akif çizmiş,
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı,hatta boğarım!…
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…
İrticanın şu sizin lehçede manası bu mu?
Ülkeyi yönetenler bir hedef koymuşsa 2023 diyorsa, 2053 ve 2071 diyorsa; olur mu diye niye tereddüde düşülür. Mehmet Akif yol gösteriyor.
Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak…
Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak.
Dünyada inanmam, hani görsem de gözümle.
İmanı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, ‘İki el bir baş içindir.’
Davransana… Eller de senin, baş da senindir!
Mehmet Akif’in hayatımızda en kestirme yol tavsiyesi şudur,
Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol;
Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol ….
Şu ana kadar arşivlerde yapılan incelemelerde Mehmet Akif’in hiç gülümseyen bir fotoğrafı bulunmamıştır.
Mehmet Akif’in Ruhu için en güzel hediyemiz Fatiha olsun lütfen.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.