2006 yılında kurulmasına rağmen hızla büyüyen Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Spor Toto Teşkilatı destekli önemli bir projeyi hayata geçiriyor. Bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda Spor Toto Teşkilatı’nın destekleriyle hayata geçirilecek MAKÜ Spor Kompleksi projesi için kullanılacak dev bütçe 80 milyon TL.
Vali Yılmaz tanıtım ve imza töreninde yaptığı konuşmada, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesine kurulacak bu Spor kompleksinin, gerek spor alanları olsun, gerek sosyal alanlar olsun, konaklamayla ilgili bölümler olsun önemli bir cazibe merkezi olarak sadece üniversitemize değil, ilimize ve ülkemize de hizmet edecek Burdur için tarihi bir proje olduğunu ifade etti.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz ev sahipliğinde düzenlenen bu önemli projenin tanıtım ve imza törenine Vali Yılmaz’ın yanı sıra Milletvekili Bayram Özçelik, İl Emniyet Müdür Saim Akpınar, İl Jandarma Komutanı J. Alb Tayfun Dündar, Sivil Toplum Kuruluşlarının Başkanları, MAKÜ Akademik ve İdari Personeli, yüklenici firma yetkilileri ve basın mensupları katıldı.
Program Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Yapımına başlanacak MAKÜ Spor Kompleksi Projesinin tanıtım videosunun izlenilmesinin ardından programın açılış konuşmasını Rektör Korkmaz yaptı. Programın devamımnda Milletvekili Özçelik ve Vali Yılmaz’da konuşma yaptılar.
Programın son bölümünde yaklaşık 18 ay gibi kısa sürede yapılacak olan spor kompleksi projesinin yapım sözleşmesi yüklenici firma yetkilisi ve Rektör Korkmaz tarafından imzalandı.
Vali Yılmaz programda yaptığı konuşmasında;
Vali Yılmaz, “bugün gerçekten bizleri heyecanlandıracak bir projenin imza töreninde sizlerle beraber olduk. Bunu tüm kamuoyuyla paylaşalım istedik. Rektör Hocam sağolsun böyle bir program organize etti. Bunu sizlerle paylaşıyoruz. Bizlerin yaptıklarının çoğunu belki vatandaşımız duyamıyor. Kampüs içerisinde yapıldığı için belki fark edilmiyor veya biz dışarıda da yapsak dedikodu üretenlerin bu işlerle fazla işi olmuyor. O açıdan bugün bana göre Burdur’un tarihini değiştirecek örnek bir projenin imzasını atıyoruz.
Geçen günlerde Boks Federasyonu Başkanımız ile Burdur’da bir organizasyon yapalım istemiştik. Başkanımızla görüştüm Burdur’da bir şampiyonayı yapalım dedi. Federasyon Başkanımızla görüşmemizde dediği şuydu bana. Burdur’da bu organizasyonu yapacak alt yapınız var mı, şu kadar sporcu antrenör gelecek bunların konaklaması, hazırlık yapacağı spor alanı var mı. Düşündük gerçekten durumumuz içler acısı. Buna rağmen de boks federasyonu başkanımız Eyüp Bey sağolsun organizasyonu Burdur’a verdi. Yüzümüzün akıyla gerçekleştirdik. Ama elimizdeki imkanların ne olduğunu çok iyi bir şekilde test ettik.
Şimdi bu kadar alt yapısı az olan bir yerde, şehrin tamamında olmayan bir kapasite, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla kabul edilen bu proje ile birlikte Burdur’un önemli bir eksiği kapanmış olacak ve Burdur Spor Merkezi olma yolunda önemli bir yatırımı elde etmiş olacak.
Zaman zaman devlet büyüklerimiz geldiğinde sanki gezip gittikleri zannediliyor. Ancak bu böyle olmadığı gibi en büyük sorunlarımız ve önemli projelerde vatandaşlarımız bilsinler ki bu ziyaretler sırasında çözülüyor. Çünkü yerinde gördüklerinde biz derdimizi çok daha rahat bir şekilde anlatabiliyoruz. Anlattığımız zamanda bunun karşılığını çok şükür buluyoruz. Ne zaman, hangi bakanımız olursa olsun, bizim taleplerimizle ilgili ihtiyaçlarımızla ilgili, kurum farkı gözetmeksizin yerel veyahut ta genel idare fark etmeksizin insan odaklı hizmet anlayışı içinde ne varsa buna destek oluyorlar.
Bugün bu proje sadece üniversite için değil, tüm Burdur için çok önemli ve değerli. Bu projenin tamamlanması ile birlikte, Burdur spor merkezi olma yolunda hızla ilerleyecek. Sadece üniversite de okuyan öğrenciler değil, kompleks içindeki diğer ünitelerle beraber, futbol ve diğer spor branşları dahil olmak üzere burası bir cazibe merkezi olacak. Çoğu üniversite de olmayan alt yapıya kavuşmuş olacağız.
Bu proje için ayrılan kaynak da yüksek bir rakam arkadaşlar 80 milyon TL civarındadır. Daha da artabilir ilk plandaki rakamı söyledim size. Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı bu parayı buraya verin dedi. Bu kadar basit, Cumhurbaşkanımızın Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesine verdiği değerdir bu arkadaşlar.
Büyük düşünürseniz büyük olursunuz. Küçük düşünüp küçük işlerle kendinizi meşgul ederseniz küçülürsünüz. Burdur gibi kendi sınırınızı aşamazsınız. Maalesef Burdur’da bu var. Açığımız, saklımız gizlimiz yok. Birbirimizi eleştirelim, yanlışımız varsa düzeltelim. Küçük düşündüğümüz sürece de bizim büyümemiz mümkün değil. Küçük kendi şahsi hesaplarımızla bir takım eylemler, işlemler yaparsak memleket bu hale gelir. Dün ilçe ziyaretine gittik. Orada da söyledim. Biz büyük düşündüğümüz zaman büyük bir devlet olarak cihana hükmettik. Ne zaman küçük düşünmeye başladık. Kendi içimizde birbirimizi yemeğe başladık. Bizimde üniversite olarak, şehir olarak büyük düşünmemiz gerekiyor. Bunu düşünürken de bütün herkesin üzerine düşen sorumluluğu yapması gerekiyor. Birlikteliğin sağlanması gerekiyor. Göreve başlayalı bir yılı geçti. Bir yıl içerisinde tabi 15 Temmuz hain darbe girişimi maalesef bütün kurumlarımızda olduğu gibi kimyamızı bozdu. Devletin kimyasını bozdu. Yapacağımız iş ve işlemlerin çoğunu beklemeye aldık. Burdur’la ilgili bir şeyler yapalım istedik ancak mesaimizin büyük bir kısmını devletin istiklali ve istikbali için harcadık. Bizim önceliğimiz devletimizin bekasıdır. Devletimiz olmazsa, ne üniversitemiz olur ne şehrimiz olur, ne de yatırımınız olur. Bunun tesis edilmesi için de hep beraber gayret etmemiz gerekiyordu. Ben göreve başladığımdan bu güne kadar gerçekten bu birlikteliği gördüm. Bu birlikteliği yakaladık hamdolsun. Bizim açımızdan o kurum, bu kurum fark etmeksizin, üniversite olabilir, belediye olabilir. Farklı siyasi parti görüşteki belediyeler olsun fark etmez. Zaman zaman bazı laflar duyuyoruz insanı üzüyor. Devletin kurum ve kurallarını her tarata çalıştırmaya çalışıyoruz. Bunu hayata geçirmeye çalışıyoruz, geçirirken de sonucu alıyoruz. Bu sonuç bu birlikteliğin sonucudur. Bu şehir eğer tek bir yumruk haline gelirse başaramayacağı iş olmaz.
Şimdi biraz önce hocam söyledi. Kalkınma ajansından güdümlü projemiz üç iliz malum Isparta, Burdur, Antalya. Daha önceki süreçte bir takım müracaatlar olmuş. Maalesef hain yapı oraya da girmiş ve oradan temizleme süreci de biraz zaman aldı. O süreçte bir takım iş ve işlemler gecikmeye uğradı. O süre içerisinde gönderdiğimiz proje de bir takım değişiklikler yapmak zorunda kaldık. Geçen ay yönetim kurulunda karar alındı ve bu hafta içerisinde Süt Teknolojileri Araştırma ve Geliştirme Merkezi güdümlü projemiz Kalkınma Bakanlığı tarafından onaylanarak imzalandı. Üniversitemizin zaten 2006 yılında kurulan üniversiteler içerisinde ilk beşe girip birinci olarak açıklandığı hayvancılık projesi vardı. Yani bizim hayvancılık ve sütle ilgili olsun devlet olarak yapılması gereken tüm teşvik ve desteklerle ilgili hem teknik, hem bilimsel olmak üzere ne kadar destek varsa üniversitemiz burada, bunu üniversitemiz bu şehre veriyor artık. Bu kadar açık üniversiteyle birleşen bir şehiriz hamdolsun.
Geldiğim yerde çok açık söyledim. Hiç saklım gizlim hiçbir şeyim yok. Üniversiteyle şehri koparmaya çalıştılar. Bunu basın huzurunda söylediğim için burada tekrar ediyorum. Üniversiteyle sanayiciyi uzaklaştırdılar. Bu hain yapı bütün kimyamızı devlet sistemi içerisinde her şeyimizi bozdu. Üniversiteler şehirlerin lokomotifi olması lazım. Hükümetin uygulamış olduğu her şehre üniversite kurulmasındaki amaç budur. Birinci öncelik şehirlerin lokomotifi olacak üniversitelerdir. Üniversitelerdeki bu kapasiteyi bizim kullanmamız lazım. Biz her talebimiz de ben çok açık söylüyorum. Ben her şeyin uzmanı değilim. Ama ben profesyonel bir yöneticiyim. Burada işin erbabını ilmini yapan insanlar varsa bizim bunlardan faydalanmamız lazım. Bu kapı açık biz kullanıyoruz hamdolsun. Bütün arkadaşlarımızda kullansınlar. Hiçbir mahsuru yok. Ben zaman zaman söylüyorum. İnsanlarımızın işi, gücü varsa bizi de kullansınlar. O zaman bir şeyler yakalayabiliriz, bir şeyler yapabiliriz.
Diğer projelerle beraber, Burdur Gelişim Planı ile ilgilide hocama dedim ki böyle bir çalışma yapmamız lazım. Şehirle ilgili bizim ajans toplantılarına gittiğimizde veya diğer toplantılara gittiğimizde söyleyecek sözümüz olsun. Bu toplumun tüm katmanlarını, sivil toplum örgütlerimizin, siyasi partilerimizin herkesin üzerinde karar kıldığı müşterek bir yol haritamızı çizelim. Bu yol haritasında gittiğimiz yere odaklanmamız gerekecek. O açıdan bizim elimizde böyle bir doküman olsun, yol haritamız olsun. Görüşe açık ve kendisini yenileyebilecek bir modülle yapalım diyerek çalışmalara başladık.
Sağolsun arkadaşlarımız gerçekten bunu kısa süre içerisinde hazırladılar. Yaz tatili nedeniyle ara verdik şu anda. Dışarda, yani gerek ilçelerde gerekse köylerde yapacak olduğumuz toplantıları Eylül’den itibaren başlatalım istedik. Çünkü çoğu kişi tatile gittiği için ulaşamayabiliriz. Herkesin fikrini almak istiyoruz. Aldığımız bu fikirleri ettiğimiz istişare sonucunda verilecek olan kararları hepimiz uyup, belirlenen istikamette hepimiz hızlı ve emin adımlarla şehrimiz ile yapılacak olan hususları hayata geçiririz diye düşünüyorum.
Tabi bu vesile ile belki konu dağıldı ama gerçekten bu birliktelikler, protokole bağlı kalmaksızın, üniversitemiz olsun, diğer kurum ver kuruluşlarımız olsun, bunu gerçekleştirmemiz bizim işimizi daha da kolaylaştırıyor. Sen ben meselesi olmadan bu işleri yapmamız şehrimiz adına bence bir kazanımdır.
Yanlış anlamasınlar da üniversite hocalarımızın geçmiş yıllarda bunları yaşadık gördük kaprisleri çekilmezdi onu da bilin. Çünkü şimdiki gibi Anadolu çocukları yoktu o zamanlar. Babadan oğula geçen kast sistemi gibi hocalar vardı bu memlekette. Onların yönlendirdiği, elitlerin yönettiği bir üniversite, bir ülke vardı. Bugün çok şükür içimizden birilerinin yönetici olduğu bu devlette, üniversitelerde de aynı şekilde dönüşüm yaşandı. Onun içinde bu sıcaklık ve yakınlık çok rahat bir şekilde hissediliyor artık. Bu rahatlıkla beraberde biz üretmeye çalışıyoruz. Daha çok ürün alıyoruz, daha çok başarı sağlıyoruz.
Ülkemizin yakaladığı başarıda budur. Dün vekilimizle beraber Tefenni’ye gittik. Ondan önceki haftada Kozağaç’daydık. Daha önce çobanların bile gitmediği yerde biz kapalı devre sulama sistemi yaptık. Bu ülkenin kalkınması oradan geçiyor. Dağın başındaki bir köyde bugün soğuk hava deposu var. Dün oraya hal açmaya gittik. Sebze ve meyve alım satım merkezi diye adlandırılıyor. Açılış yapmaya giderken de sıcak asfalttan gittik köy yolunun çizgisi var, levhaları çakarak gittik ve dağın tepesinde kapalı devre sulama sistemi yapmış bir devletin Valisi olarak gurur duyuyorum. Çünkü biz bunu yapacağız. Gücümüzde var, kaynağımızda var.
Bunu yaptırmamak içinde bir sene önce hainleri devreye sokarak bizi parçalamak istediler. Bunu unutmamamız lazım. Bunun karşılığında bizim çok daha fazla çalışmamız lazım. Çünkü biz zayıf ve güçsüz olursak. Bizim ensemizden bunlar inmezler. Ne kadar üniversitemiz, bilim insanımız kuvvetli olursa, yetişmiş insanımız çok olursa bizim kalkınmamız ve gelişmemiz o kadar da sağlıklı, o kadar sürdürülebilir bir şekilde başarılı olur. O açıdan da bu yapılan projelerin hem üniversitemizin gelişmesinde, 11. Yılında 11 bin yeni öğrenci alıyorsunuz hocam. Bu güzel bir rakam. İnşallah bu artarak devam eder. Hem bilimsel kapasitemizin artması, hem de öğrencimizin artması, şehrimizin kalkınması hepimizin arzusu. Ben hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Çünkü yaptığınız Burdur’a ve bu millete yaptığınız bir hizmettir. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Başarılar diliyorum. İnşallah ilerleyen süreçte de yine üzerimize düşen sorumluluğu bundan sonra hep beraber gerçekleştiririz diyorum. Hayırlı olsun” dedi.