Türkiye’nin ilk internet gazeteciliğinin duayenlerinden ve kurucularından gazeteci Süleyman Işık Burdur’da konferans verdi. AK Parti’nin düzenlemiş olduğu etkinlikte Süleyman Işık ”Millete Operasyon” konulu konferans verdi.
Konferansın bitiminin ardından Burdurweb.com Genel Yayın Yönetmeni Özgür Doğan, İnternethaber.com’un kurucularından olan Süleyman Özışık ile röportajda bulundu. Doğan, İnternet gazeteciliği yasası hakkında görüş aldı.
SİYASETÇİLER SÖZ VERDİ AMA YASA HİÇ ÇIKMADI
İnternet yasası konusunda konuşan gazeteci Süleyman Özışık; ”Türkiye’nin bu anlamda ilk internet sitesinin kurucularından biriyim. Kurulduğu yıldan sonra 2000 yılından beri bu yasanın çıkarılması için hep mücadele ettim. Hatta internet medyası derneğinin kurulması için epey süre mücadele ettik. 15 yıl geçti. Üzülerek söylüyorum gelen her siyasetçi bununla ilgili bir söz verdi. Ama bugüne kadar hiç çıkmadı. Çıkmamasının nedeni şu maalesef biz de şöyle bir algı var internet medyası ön plana çıkıyor gazeteler arka planda kalıyor. Bütün dünyada böyledir. Bizim Türkiye’de gazetelerin yapısını ön planda tutmak için mücadele veren genel yayın yönetmenleri var. Bunlar yasa her meclise geldiğinde toplu halde gidip ilgili mecliste bakanlara, hükümete bu anlamda baskı yapıyorlar. Bu yasanın çıkmaması için müracaat ediyorlar. Toplanıyorlar, tabiri caizse internet medyasının bir gıdım ilerlememesi için, resmiyet kazanmaması için mücadele ediyorlar. En son sayın Bülent Arınç’ı ziyaret ettiğimizde ben başkalarına benzemem demişti. Ben söz verdiysem çıkacak demişti. Hatta şu hakim ve savcılara çıkarılması düşünen çıkarılan 1100 Liralık zamla ilgili torba yasada internet medyasının da şeyleri vardı, çıkacaktı ama yine o dönemde genel yayın yönetmenleri bir baskı oluşturdu, ziyaret gittiler, dediler ki bu yasa çıkmasın. Bir şey var yani bu anlamda bu yasanın çıkmaması istiyorlar ve bu yasayla ilgili ağırlığını koyması gereken bakanlarda nedense geri adım atıyor. Oysa ki Türkiye’de internet medyası son 10 yılda darbeleri önleme konusunda ciddi başarılara imza attı.Ve Türkiye’de gazetecilik algısının değişmesi için hamleler yaptı. Daha önce kendini Tanrı yazar sanan, hükümet kurup, hükümet indiren medya patronları ve yazarlar internet medyası sayesinde kendisine çeki düzen verdi. Çünkü internet medyasının çok ciddi bir avantajı var. Biz internet haber olarak dünyadaki internet sitesinin altına ilk yorum ekleten kişiyim.Yani biz yazıyoruz ama okur ne düşünüyor diyerek okura da bir alan açan ve okurun görüşünü alan ilk kişiyim.Okurun görüşleri doğrudan genel yayın yönetmenlerine ulaşıyor” dedi.
”TETİKÇİLİK ARTAR”
İnternet gazetecilerinin sorumlu habercilik yapmak istediğinin altını çizen Süleyman Özışık: ”Hükümetin internet medyasına sahip çıkması lazım. Sahip çıkmada yanlış aslında. Türkiye’de şuanda internet alanında yayın yapan internet siteleri sorumlu habercilik yapmak istiyor. Hükümet ısrarla siz hayır sorunlu yayıncılık yapın diyor. Onun içindir ki merdiven altında internet siteleri kuranlar adeta bir tetikçilik yapar gibi istediğini istediği şekilde tehdit ediyor, şantajla istediği makam geliyor ve reklam alıyor. Bu sorun ortadan kalmadığı müddetçe internet medyası sektöründe ancak tetikçilik artar. Dolayısıyla bu yasanın çıkması durumunda hakikaten sorumlu bir gazetecilik yapmış olurlar. İşte hepimizin kimliği cebimizde olur.Hepimiz deriz ki ben gazeteciğim ve yaptığım şeyin cezası bu ama bu maalesef yapılmıyor.İnşallah düzelir” dedi.
”BİZİM HAKKIMIZI VERSİNLER, SARI BASIN KARTINI VERSİNLER”
İnternet genel yayın yönetmenleri niye karşı çıkıyor sorusuna ise Özışık; ”Bu devletin resmi ilanlarından basın ilan kurumundan gelen reklamlar var. O reklamlarda pasta dağılacak diye bir endişeleri var ama inanın internet medyasının o konuda bir derdi yok. Bizim hakkımızı versinler, sarı basın kartını versinler. Yani oradan gelen bir reklam falan internet medyasının karnını doyurmaz. Binlerce internet sitesi var hangisini vereceksin. Gazete değil ki o . On binlerce internet sitesi var. Kimsenin oradaki reklama ihtiyacı yok. Sarı basın kartı yani benim 4 tane çocuğum var. Baba bana ne iş yapıyorsun dediklerinde ben kartımı göstermek istiyorum ben gazeteciğim diye. Ben 22 yıldır bu ülkede gazetecilik yapıyorum ama kartım yok. Ve ben Cumhurbaşkanlığı beni yurt dışına çağırdığında ben kartım yok diye gidemiyorum. Başbakanlıkta akredite olamıyorum. Hatır gönül içeri giriyorum. Mecliste akredite olamıyorum işte dostlar arkadaşlar meclise sokuyor. Ben kartımı istiyorum. Bütün internet medyasındaki çalışanlarımız gibi mesele bundan ibaret” dedi.
VERGİ ÖDEMİYOR, ŞANTAJ YAPIYOR
Merdiven altından kast ettiğiniz nedir sorusuna Özışık; ”Merdiven altı şu. Yani bir internet sitesi kurup sabah pijamasını çıkarmadan oturup internet sitesinde 15-20 çalışıyormuş gibi bu işi yapıyormuş gibi yapan ve İstanbul’da bu anlamda çok var. Vergi ödemiyor, eleman çalıştırmıyor, belediyeyi tehdit ediyor, şantaj yapıyor ve reklam alıyor” dedi.
AYNI KEFEDE TUTULMALARI HAKARETTİR
Kendi haber sitesinden örnek veren ve kuruluşlarında yaklaşık 200 kişinin çalıştığını vurgulayan Özışık; ”Bu çocukların suçu günahı ne? Hepsi ulusal medyadan gelme.28 Şubat döneminde hepsi kovulmuş insanlar ve biz sahip çıkmışız. Sarı basın kartını ver ve yasasını çıkar.Yani benimle merdiven altı iş yapan, bu işi tetikçilik yapan birisini aynı kefede tutmaları bana ve bütün gazetecilere hakarettir” dedi.
Gazeteci Süleyman Özışık’ı internet gazetemize verdiği röportajdan dolayı çok teşekkür ederiz.