Burdur Ticaret ve Sanayi Odası, ekonomik sorunlara yönelik sorunlarla ilgili “1. ÖNERİ PAKETİ”‘ni düzenledikleri basın toplantısında açıkladı.
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik, Meclis Başkanı Ömer Çeliker, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Solak, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Yardım, Yönetim Kurulu Üyeleri Hasan Ali Daldal, Hakan Yoran, İzzet Geçer ve Ozan Kısaoğlu hazır bulundu.
Başkan Yusuf Keyik, kurum olarak hazırladıkları paketi şöyle açıkladı;
Dünyadaki ekonomik krizler, ticaretin değişen kuralları, rekabette dengesizlik gibi nedenlerle ticaret ve sanayi erbaplarının sorunlarını bir süredir dozajı biraz yüksek olsa da yaşamaya devam etmekteyiz. Sıkıntılı süreç geçici bir süreçtir. Her akşamın bir sabahının olduğuna inancımız ne ise bu sürecin de bir müddet sonra biteceğine inancımız odur. Ancak; sorunlarımıza çözüm bulabilmek için sorunlarımızla yüzleşmemiz de gerekmektedir.
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası olarak Vergi Sistemi ve Öz sermaye güçlendirilmesine dair önerilerimizi sizinle paylaşmak istiyoruz.
‘Düzenli Vergi’ toplayabilmek için öncelikle işletmelerin önündeki engelleri kaldırmamız gerekmektedir. İşletmelerin büyük bölümü banka kredisi ile çalışmakta, kredilerini ödemekte de güçlük çekmektedir.
‘Kredi borçlarının’ ve ‘kamu alacaklarının’ yeniden yapılandırılmasının bugüne kadarki süreçte pek verimli olmadığını hep birlikte gördük.
Çözümü kalıcı yapısal reformda aramamız gerekmektedir.
İşletmelerin karşısındaki en büyük olumsuzluk; sermaye yetersizliği, rekabet şartları, girdi maliyetlerinin yüksekliği ve vergi sistemi olarak karşımıza çıkmaktadır.
İşletmelerin daha verimli ve karlı ticari faaliyetlerini sürdürebilmeleri için “Şirket Evliliklerine” ihtiyacımız vardır.
Devletimiz ve KOSGEB tarafından KOBİ’lerin birleşmesi halinde ciddi miktarlarda destekler vermektedir. Ancak bunlara rağmen beklenen birleşmeler gerçekleşmiyorsa, birleşmelere engel olan diğer hususlara da bakmamız gerekmektedir.
- VERGİ SİSTEMİ
Ülkemiz ve Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik durgunluğa baktığımızda vergi mükellefleri ile hükümetlerin karşılıklı fedakârlık içinde olması gerektiğine inanıyoruz. Hele yaşanan ortamda fedakârlıkların daha belirgin ortamda hissedilebilir olması gerekmektedir.
Öncelikli hedefimiz; kazandırmak, kazandırdığımız gelirin vergisini de adaletli bir şekilde tahsil edilebilmek, olmalıdır. Malını satıp, kar ediyor ama alacağını tahsil edemiyorsa, alacağın tahsilatında yasalar da yetersiz kalıyorsa, Mükellef vergi borcunu ödeyemeyecek hale geliyorsa öncelikli olarak sorunlara çözüm bulmamız gerekmez mi?
Çözüm vergi affı veya alacakların yeniden yapılandırılması olmamalıdır.
2000’li yıllardan bu günlere bir hatırlatmada bulunmak isterim:
Ülkemizde yaşanan 2000 ve 2001 ekonomik krizlerini müteakiben “Bazı mükelleflerin karşılaştıkları ekonomik ve mali zorluklar nedeniyle vergi borçlarını ödeme güçlüğü içine düşmüştür” diye başlayan, 6 Şubat 2001 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanan ve de kamu alacaklarına tahsilat kolaylığı sağlayan bir tebliğ yayımlandı.
Daha sonra 08.03.203 Tarihli Resmi Gazetede “Vergi Barışı Kanunu” ile genel tebliğ yayınlanıp, alacaklar yeniden yapılandırıldı. Kapsamlı bir “vergi barışı” çağrısının tahsilat oranı % 60’larda kaldı.
22.11.2008 Tarihli Resmi Gazete ile “Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması” na yönelik kanun çıkarıldı. Yurt dışında yaşayan Türklerin parasının yurda getirilmesi de bu kanunla özendirildi. Kanun 2009 yılına kadar uzatıldı. Böylece yurt dışından döviz, altın gibi varlıkların getirilme imkânı sağlandı. Paket sadece yurtdışı ile sınırlı kalmayıp yurtiçindeki mükelleflere de çeşitli avantajlar sağlandı.
07 Nisan 2011 Tarihine gelindiğinde ise 2008 yılında çıkarılan 6811 sayılı yasaya istinaden “Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması” hakkında yeni bir tebliğ ile yeniden kamu alacakları yapılandırma sürecine girdi. Yapılandırma paketinde yaklaşık 300 kaleme af sağlandı. Elektrik, su borçlarının yanı sıra matrah artırımı ve stok affı gibi önemli alternatiflerde af kapsamına girdi. Borç Ödemeleri 30 Nisan 2014 tarihine kadar uzadı.
31.07.2013 Tarihli Resmi Gazete ile Yeni bir Varlık Barışı ve Son başvuru tarihi 31.10.2013…
27.09.2014 Tarihli Gazete “Bazı Alacakların 6552 Sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırılması”…
19.08.2016 Tarihli resmi Gazete ile “Bazı Alacakların 6736 Sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırılması”…
27.05.2017 Tarihli resmi Gazete ile “Bazı Alacakların 7020 Sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırılması”…
18.05.2018 Tarihli Resmi Gazete ile “7143 sayılı yasa ile Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması…” …
Evet… “Vergi Barışı” , “Alacakların Yeniden Yapılandırılması” gibi sıklıkla çıkan kanunlar, tebliğler alacakların tahsiline çare olmamaktadır. Hatta ve hatta vergisini düzenli ödeyen mükellef üzerinde de olumsuz bir etki yapmaktadır.
VERGİ ORANLARI
Vergiyi tabana yaymak zorundayız. Bilhassa ekonominin durgun olduğu dönemlerde vergi oranlarını düşürmek sureti hem mükellefe nefes aldırmalı hem alacağın toplanmasına katkıda bulunmamız gerekir.
Yüksek vergi oranı, çok vergi tahsil edilecektir anlamını taşımamalıdır.
Yüksek vergi ve girdi maliyetleri, merdiven altı diye nitelendirdiğimiz kayıt dışı ticari faaliyetleri körüklemektedir. Kayıt dışı kazanç elde edenlerle, kazancını gerçek beyan edenler arasında haksız rekabet oluşmaktadır. Burada suçlu aramak gerekirse; vergisini düzenli beyan eden ve vergisini muhtelif sebeplerden ödeyemeyen mükellef olmamalıdır.
Devlet sık denetimler ile merdiven altını kontrol altında tutarken bir taraftan da verginin tabana yayılması için çalışma başlatmalıdır.
Gelir Vergisi dilimleri yetersiz, oranları yüksektir. Kurumlar Vergisi oranı günümüz şartlarına göre yüksektir.
Gelir Vergisi
Gelir Vergisinde dilimler artırılarak, Vergi oranları düşürülmelidir.
Bu sebeple; vergilendirmenin aşağıdaki tabloya uygun olmasını yerinde buluyoruz.
Gelir Dilimi | Vergi Oranı |
30.000 TL’ye kadar | % 12 |
75.000 TL’nin 30.000 TL’si için 3.900 TL, fazlası | % 14 |
75.000 TL kadar 11.100 TL, fazlası | % 16 |
Kurumlar Vergisi
2017 yılına kadar % 20 olan Kurumlar Vergisi oranı 2018 yılında % 10 artırılmak sureti ile % 22 olmuştur. Kurumlar Vergisi; % 16’ya çekilmek sureti ile ticaret erbabı desteklenmelidir.
Ücret Gelirlerinde Asgari Ücret
% 10 olarak sabitlenmelidir.
Götürü Gider İndirimi
Belirlenecek bir oran ile işletmenin cirosundan belli bir oranın belge göstermeksizin gider yazılmasına imkân verilmelidir. İşletmelerimiz zaman zaman belgeleyemediği giderleri de olmaktadır.
Devreden KDV ve sair Alacaklar
İşletmeler Devletten alacaklarını, ödeyecekleri vergiye mahsup etmesine imkân sağlanmalıdır. İncelemeler sonunda haksız alacak söz konusu olmuş ise işletmeden cezalı bir şekilde iadesi sağlanmalıdır.
Peşin Vergi
Peşin Vergi Beyanı ya kaldırılmalı ya da 3 (üç) yıl süre ile ertelenmelidir.
- ÖTV – ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ
Ülkemizde fabrika kurup, işçi çalıştıran taşıt vb. özellikli mal imal eden firmalara ürettikleri taşıt ve ürünlerde belirlenecek oranlarda ÖTV indirimi sağlanmalıdır. Ayrıca üretimin belirli miktarını ülke içinde fason ürettiren firmalara da ek olarak vergi indirimi sağlanmalıdır.
- KATMA DEĞER VERGİSİ
Katma Değer Vergisi Oranları;
Ek Liste I’de yer alan ürünler % 1 olarak devam etmesi,
Ek Liste II’de yer alan ürünler % 5 olarak düzenlenmesi,
Listede yer alamayan ürünlerin ise; % 12 olarak düzenlenmesi yerinde olacaktır.
- KAPSAMLI VERGİ AFFI
Bu güne kadar çıkan Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırma sürecinin bir işe yaramadığını biraz önce belirtmiştik. Sürekli yapılan yapılandırmaların borcunu düzenli ödeyenler üzerinde de olumsuz etki bıraktığını ifade ettik.
Bu sebeple; son bir kez kapsamlı af çıkarılmak sureti ile işletmeler aktif ve pasiflerini gerçeğe uygun hale getirmelerini sağlanmalıdır. Bundan sonra da affın çıkmayacağı kesin bir dille ifade edilmeli ve çıkmamalıdır.
ŞİRKET/İŞLETME EVLİLİKLERİ
İşletme bilançoları şirketin gerçek durumunu yansıtır hale geldiğini ve yapısal reformlarla, vergi oranları ile merdiven altı üretime gerek kalmadığını gösterecek olur ise şirket evliliklerinin önünün açılacağını düşünüyoruz.
İşletmelerin büyük kısmı sermaye yetersizliği sebebi ile bankalara borçlu durumdadır. Düşük olan karların büyük kısmı yine bankalara faiz olarak gitmektedir. İşletme sahipleri yaptıkları ticaretten zevk alamaz durumdadır.
Güçlü, rekabet edebilir şirketler için sermaye birlikteliği zaruri hale gelmiştir.
- HALKIN İŞLETME ÖZ SERMAYESİNE KATKISI
Geçmişte yaşadığı kötü örneklemelerle insanlar birbirlerine güvenemez hale gelmiş, ister istemez mevduatlarını bankalarda muhafaza etmektedir. Oysa işletmelerimizin bilançoları ve karlılıkları gerçeği yansıtmış olsa zaman içinde bazı vatandaşlarımız mevduatlarını işletmelere yöneltme imkânları olacak böylelikle işletmelerimizin sermaye sorununa çözüm bulunulacaktır. Sermaye evliliği yapacak işletmeler için belirli bir sürede olsa Denetçi ücretlerinin bir kısmının KOSGEB, İŞKUR gibi kurum ve kuruluşlarca desteklenmesi ile ortaklıkların kontrol ve denetim altında tutulduğuna ilişkin güven hissi verilmelidir. Sermayenin korunması ile ilgili sair düzenlemeler süreç içinde yapılacaktır.
SONUÇ :
- Verginin tabana yayılması gerekmektedir. Çözüm; vergi oranlarının artırılması olmamalıdır. Mükelleflerin rahatlıkla kabullenebileceği vergi oranları oluşturulmalıdır.
- Kamu Alacaklarına Kapsamlı Af hakkında: Mükellef artık af çıkmayacağından emin olmalı ki borcunu düzenli ödemeye gayret etmelidir.
- Dış denetçi ücretlerinin devletçe desteklenmesi, şirket bilançolarının ve kârlarının gerçeği yansıtması halk nezdinde güven oluşturacak, mevduatların şirket öz sermayelerine katkısı zaman içinde sağlanacaktır.
- Bilhassa yabancı araç firmalarının ülkemizde üretim yapmaları ve üretim malzemelerinin bir kısmının ülkemizde fason olarak yaptırılması karşısında vergilerle desteklenmesi hem halkımızın daha uygun araç satın almasına hem de ülke sanayisi ve ekonomisine katkı yapacaktır.
Sosyal sorumluluk çerçevesi içerisinde üstlendiğimiz misyon gereği bundan sonraki süreçte de önerilerimizi kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz.
Kıymetli Basın Mensupları,
24 Temmuz 1908 tarihinde Türk basınında sansürün kaldırılmasıyla “Gazeteciler ve Basın Bayramı” olarak bu yıl 111.’si kutlanmaktadır.
Halkımıza doğru haber alma imkânı sağlayan ve düşüncelerini başkaları ile paylaşmasına aracı olan basın kuruluşları, önemli bir toplumsal görev icra etmektedir. Demokratik hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından biri olan, haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkili aracı olan basın, demokrasinin yaşamasını ve gelişmesini sağlayan kurumların başında gelmektedir.
Meslek ilkelerine uygun, kişi hak ve hürriyetlerine saygılı, tarafsız ve objektif bir yayıncılık anlayışıyla beraber, toplumsal değerlere saygılı, sorumluluk bilinci içinde, tarafsız bir anlayışla görevini yerine getiren özgür basın, demokratik toplum düzeninin korunmasının en büyük güvencesidir. Tarafsız ve özgür bir basının varlığı güçlü demokrasilerin vazgeçilmez unsurudur.
Bizler de Burdur Ticaret ve Sanayi Odası olarak yorulmadan ve zor koşullarda, büyük bir özveriyle görevlerini yerine getiren tüm basın mensuplarının 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı kutlarken, sağlık, mutluluk ve başarılar diliyoruz.